HAYRİ DEMİR / (Fotoğraflar: BİLAL SEÇKİN)
Anayasa Mahkemesi ‘Sansür Yasası’ olarak anılan yasal düzenlemenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini görüşürken yüksek mahkeme önünde nöbet tutan meslek örgütü temsilcileri ve gazetecilerle konuştuk. Talepler ortak: “85 milyonun haber alma hakkı için bu yasa iptal edilmeli.”
Kamuoyunda ‘Sansür Yasası' olarak bilinen, Türk Ceza Kanunu'na "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını öngören düzenlemenin eklendiği yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) başlayan görüşmeye karşı gazetecilik meslek örgütlerinin çağrısıyla yüksek mahkeme önünde nöbet eylemi yapıldı.
İptal ve yürürlüğün durdurulması isteminin ele alındığı toplantıyla eş zamanlı olarak başlayan nöbete Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK-Basın İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Türkiye Basın Konseyi başta olmak üzere çok sayıda gazetecilik meslek örgütünün yanı sıra Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) gibi meslek örgütlerinin temsilcileri ve çok sayıda siyasetçi ile gazeteci katıldı.
Serbest kürsü kurularak yapılan açıklama esnasında "Gazetecilik yapıyoruz”, “Sansür yasasına hayır”, “Biz gazeteciyiz" yazılı dövizler taşındı.
Şardan: “Gazeteciler toplumun nefesidir”
Gazetecilerin eylemine destek veren isimlerden birisi de yargıda yolsuzluğa dair hazırlanan bir MİT raporunun haberini yaptığı gerekçesiyle 1 Kasım’da tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan‘dı. Şardan, nöbet eylemi devam ederken MLSA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Düzenleme henüz yasallaşmadan önce yasanın gazeteciler üzerinde bir baskı aracına dönüştüğü uyarılarının yapıldığını anımsatan Şardan, “Ben olmasan bile bu süreç zaten bir şekilde yürütülüyordu. 33 gazeteci hakkında soruşturma yürütüldü. Gazeteciler, toplumun nefesidir. Elbette ki farklı görüşlerdeki gazeteciler olacaktır. Bunlar son derece doğaldır. Herkesin aynı görüşte olması zaten mümkün değil. Bu fizikken de mümkün değil. Fakat hakikatte bilgi açıklığını kapatabilmek amacıyla habercilik yapanları bunun dışında kullanıyorum. Benimle ilgili açılan soruşturma da bir yazıyla ilgili. Bir konuda edindiğim bilgiyi topluma yansıttım. Bu haberden rahatsız olunması sonrasında bu sürecin işletildiğini gördük” ifadelerini kullandı.
Gazetecilik ve gazeteciliğin geleceği için bugün görüşülen düzenlemenin en büyük engellerden birisi olduğunu söyleyen Şardan, “Bu hüküm iptal edilirse sabahtan akşam bir iyileşme olmayacaktır ama önemli bir köşe taşı olacaktır. Böylece mesleğimizi daha iyi hale getirebiliriz” dedi.
Şener: “AYM, Türkiye’yi rahatlatacak bir karar vermelidir”
Serbest kürsüde ilk konuşan Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, açıklamasını Anayasa kitapçığını göstererek yaptı. AYM’den Türkiye’yi rahatlatacak bir karar beklediklerini belirten Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler hepimiz burada tüm meslektaşlarımızı temsilen hem de tüm toplumun basın ve ifade özgürlüğünü savunan kişiler olarak bulunuyoruz. Anayasa Mahkemesi’nden bugün tüm ülkeyi rahatlatacak bir karar vermesini bekliyoruz. Burası Balyoz, Ergenekon davalarından bu yana adalet arayışını sürdürmek isteyen herkesin serbest kürsüsü olmuş durumda. Arkamızda ülkenin en yüksek mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi’nin görevi, hepimiz için anayasayı korumak. Biz de anayasanın korunması için Anayasa Mahkemesi’nin yüksek yargıçlarının bugün çok önemli bir karar vereceğine inanıyoruz. Ülkenin en yüksek mahkemesi bugün bir karar verecek. Anayasa Mahkemesi var mı yok mu? Bugün dezenformasyon maddesi kararıyla tüm ülkeye bunu göstermiş olacak.”
Türenç: “Yasanın iptali için sessiz çığlık atıyoruz”
Türkiye Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç hem gazeteciler hem de halkın haber alma hakkının korunması için yaşamsal bir karar alınacağını ifade ederek, “Bu kararın iptal yönünde olmasını arzu ediyoruz. Çünkü hukukun örselendiği bu ortamda AYM’den çıkacak bir karar hukukun da yüksekliğini, adaletin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha kanıtlayacak. Biz gazetecilerin gazetecilik faaliyeti nedeniyle hapse girmesine, halkın haber alma hakkının yok edilmesine, gerçeğin halka ulaşmasını engelleyen bu yasanın iptali için burada hep beraber sessiz bir çığlık atıyoruz. Yüksek yargıçlarımızın duymasını talep ediyoruz.”
Durmuş: "Gözdağlarına pirim vermememiz gerekiyor”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, düzenlemenin görüşüldüğü dönemde basın özgürlüğünün yok olacağını ve sansürü getireceğini dile getirdiklerini anımsattı.
Düzenlemenin üzerinden bir yıllık süre geçmeden 30’u aşkın gazeteci hakkında soruşturma açıldığını aktaran Durmuş, “En son tutuklananlardan biri Tolga Şardan’dı ve önceki gün serbest bırakıldı. Bu sabah yine bir arkadaşımız dezenformasyon suçlamasıyla gözaltına alındı. İşte bugün burada olmamızın asıl nedeni bu. Bu suçlama, gazetecilerin gazetecilik yapmasını engelleyecek bir suçlama. Her ne kadar gözaltına alınsa da tutuklasalar da kısa sürede serbest bırakmak zorunda olduklarını biliyorlar. Bunu bir gözdağı için yapıyorlar. Ama biz meslek örgütleri, gazeteciler olarak gözdağlarına pirim vermemiz gerekiyor. Umarım hakimler doğru kararı verir ve bu maddeyi iptal ederler” açıklamasında bulundu.
Tılıç: “Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz”
Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Temsilcisi Doğan Tılıç, ise şöyle konuştu: “Arkamızdaki yüksek mahkeme bugün bir konuda karar verecek. Sansür yasası konusunda karar verecek. Karar ne olursa olsun ne bizi susturabilecekler ne de bizim için çok fazla bir şey yapmış olabilecekler. Her gün Gazze’de bombalar altında haber geçen meslektaşlarımızı görüyorum. Biz de Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz. İster ateş altında, ister ateşten gömlekle gazeteciler her zaman dünyanın her yerinde sözlerini söylemenin yolunu bulurlar.”
El: “Sadece gazetecilerin problemi değildir”
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El de kararın iptal yönünde olmasını talep ettiklerini söyleyerek, “Bu yasa sadece gazetecilerin problemi değildir. Biz bundan direkt etkileneceğiz ama 85 milyon, yani halkın haber alma konusu şu an arkamızdaki binada konuşuluyor. 85 milyonun hakkı için bu yasa iptal edilmelidir” dedi.
Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, bir yılda ağır bir tabloyu geride bıraktıklarını belirterek, “Gerçekleri, doğruları ve perde arkasındaki yolsuzlukları, usulsüzlükleri kamuoyuna aktarma gibi çok kutsal bir görevi yerine getiriyoruz. Bu dezenformasyonla mücadele yasası olarak getirilen düzenlemedeki kamu düzenini bozma, ülkenin iç ve dış güvenliği, genel sağlığı gibi hepimizin üzerinde hassasiyetle durduğumuz ama bir o kadar da bu hassas başlıkların nerede başlayıp nerede bittiği, sınırını bilmediğimiz gerekçelerle suçlanıyoruz. Geçen yıl yüce Meclis’te aynı konuşmaları yapmıştık. Bir yıl içerisinde onlarca meslektaşımızın hakkında soruşturmalar başlatıldı. Anayasa Mahkemesi’nden bugün düzenlemenin iptalini bekliyoruz” dedi.
Nöbet eylemine destek veren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Bugün burada basın hürriyetini savunmak için bulunuyoruz. Ancak, basın hürriyetinin sadece gazetecilere tanınan bir özgürlük alanı olmadığını da çok iyi biliyoruz. Bu 85 milyonun haber alma hakkını ve en temelde de ifade hürriyetini ilgilendiren bir sorun. Bu anlamda beklentimiz, Anayasa Mahkemesi’nden AİHS’in 10. maddesinde belirtildiği üzere bu yasal düzenlemenin acilen iptal edilmesidir” şeklinde konuştu.
Şardan: Karar Türkiye’nin ne istikamete gideceğini gösterecek
Gazeteci Tolga Şardan da serbest kürsüde kısa bir açıklama yaparak, şunları söyledi: “Gazetecilikten zengin olunmaz. Gazeteci sadece gazetecilik yapar. Ben bu şiarlarla bu tavsiyelerle bugüne kadar geldim. Herkesin bildiği gibi geçen hafta kaleme aldığım bir yazı nedeniyle önce gözaltına alındım. Pazartesi akşamı da tahliye edildim. Ben son olmamı istemiştim. Ama gelen haberlere bakılırsa aynı çerçevede yeni bir gözaltı daha olmuş. Bu gözaltılar nereye kadar sürecek bunu bilemiyoruz. Ancak AYM önemli bir karar alacak. Bu karar, Türkiye’de önümüzdeki dönem için ne istikamete gideceğinin de göstergelerinden biri olacaktır. AYM bir taş binadan ibaret olmadığını içinde hala bir demokrasi, çağdaşlık için görev yapan biz gazetecilerin önünü açması yönünde bir karar alması gerektiğini umuyorum. Gelecek kuşaklara, gazeteci adaylarının da önlerinin açık olması için bir zemin oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.”
Kurulan serbest kürsüde Radyo ve Televziyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi İlhan Taşçı, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP eski milletvekili ve gazeteci Utku Çakırözer, YeniÇağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğurluoğlu da birer konuşma yaptı. Konuşmacılar, AYM’den söz konusu düzenlemenin iptali yönünde kararın çıkmasıyla basın ve ifade özgürlüğü önündeki büyük bir engelin ortadan kalkabileceğine dikkat çekti.
Özel: “İptal kararı alınmazsa Şardan’a yapılan tüm gazetecilere yapılacak”
Gazetecilerin nöbet eylemi sürerken CHP Genel Başkanı Özgür Özel de alana gelerek, gazetecilere destek verdi. CHP’nin itiraz başvurusunun altında imzası bulunan milletvekillerinden biri olduğunu anımsatan Özel, “AYM iptal yönünde karar almazsa yarından itibaren geçen hafta Tolga Şardan’a yapılan, tüm gazetecilere yapılacaktır” dedi.
AYM’ye kararıyla ilgili bir şey söylemeye gerek olmadığını ifade eden Özel, “AYM’nin Anayasa’ya uymasını bekliyoruz, halkın bilgi alma hakkını ve basın özgürlüğünü koruyacak adımı atacağına inanıyoruz” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin yasanın yürürlükte kalmasını kaldıramayacağını söyleyen Özel, “AYM’deki yargıçların kim tarafından hangi dönemde atandığına bakılmaksızın vicdanlarıyla karar vereceğine inanıyorum” dedi.
Gazetecilerin eylemi gün boyu devam ederken, çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasetçiler de alana gelerek gazetecilere destek verdi.