Haberler

Gazeteciler Sansür Yasası’nı tarif ediyor: "Kaynağı iktidar olmayan her bilgi yalan"

Gazeteciler Sansür Yasası’nı tarif ediyor: "Kaynağı iktidar olmayan her bilgi yalan"

 

Sultan Eylem Keleş

İktidarın "dezenformasyon yasası", basın meslek örgütlerinin ve sendikaların "sansür yasası" olarak nitelendirdiği 7418 sayılı yasayla Türk Ceza Kanunu (TCK)'ye 217/A maddesine "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu eklendi. Düzenlemenin, 18 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin üzerinden iki yılı aşkın süre geçti. Bu süreçte çok sayıda gazeteci hakkında bu düzenleme gerekçe gösterilerek soruşturma açıldı, hatta kimi gazetecilere aynı suçlamayla birden fazla kez soruşturma açıldı, kimi gazeteciler ise tutuklandı. 

"Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak adlandırılan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 13 Ekim'de TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşmıştı. Türk Ceza Kanunu'nun "Kamu Barışına Karşı Suçlar" bölümüne yeni bir suç tipi ihdas edilerek, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu düzenlendi. Bu düzenleme ile, "sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandılır" hükmü getirildi. 18 Ekim 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girer girmez basın ve ifade özgürlüğüne karşı çok etkin bir şekilde kullanılan yasa ile, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin (MLSA) verilerine göre, tartışmalı düzenleme kapsamında iki yılda en az 56 gazeteci, yazar ve basın çalışanı hakkında 66 soruşturma açıldı. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasını, bu suçlama ile yargılanan gazeteciler Furkan Karabay, Rabia Önver ve Fırat Bulut'tan dinliyoruz. 

Karabay: İktidarın amacı sansürü başkasının eliyle uygulamak

furkan karabay

Duvar Gazetesi Muhabiri Furkan Karabay, bu suçlama nedeniyle tutuklanmış bir gazeteci. “Kent uzlaşısı” ile seçilen ve hakkındaki soruşturma gerekçesiyle yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasının ardından yaptığı haber gerekçe gösterilerek "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme", "kamu görevlisine hakaret" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla 9 gün tutuklu kaldıktan sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Karabay hakkında açılan davada henüz savcılık tarafından bir iddianame dahi hazırlanmadı.

Karabay'a göre "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla gazetecilere açılan soruşturmalarla hem gazetecilerin mesleki faaliyetleri aksatılıyor hem de kimi medya kuruluşları ve patronları 'aman başımız ağrımasın' diyerek otosansür uyguluyor. 

"Aslında iktidarın isteği de tam bu sansürü, baskıyı kendilerinin değil; başkalarının yapmasını sağlamak" diyen Karabay, "Ancak biz gazeteciler görev bilinciyle hareket ettiğimiz için bu süreçleri by-pass edecek kabiliyete de sahibiz. Halk için, insan hakkı için, ezilenler için gerçekleri haberlerimizde tüm çıplaklığıyla yazmaya devam ediyoruz. Gerçeği çırılçıplak veremiyorsak da üstüne transparan bir kıyafet giydiriyoruz" diye ekledi. 

Önver: Geri adım atmıyoruz, daha çok üstüne gidiyoruz

rabiaonver

JINNEWS Muhabiri Rabia Önver de Hakkari'deki seks ve uyuşturucu ticaretine dair hazırladığı dosya nedeniyle 20 Eylül 2024 akşamı evi basıldı, gözaltına alındı. "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında dava açılan Önver'i savcılık dinlemeyi reddetti. Önver soruşturmalara maruz kalırken, haberde ismi geçen seks ve uyuşturucu ticareti yapan şahısların ifadesine dahi başvurulmadı. Önver'e göre "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasının amacı çok açık: Yaşanan ihlalleri ortaya çıkaran gazetecileri gözaltına alarak, cezaevine koyarak, baskı yaparak mesleklerini kriminalize etmek ve gazetecileri hedef göstermek. 

"Elbette bu bizim mesleğimizi, yaptığımız haberleri etkiliyor” diyen Önver, “Suçlular herhangi bir hukuki süreçten geçmeyerek ellerini kollarını sallaya sallaya yaptıkları suçları tekrar ederek gezerken bizler hakkında soruşturma açılarak bizleri cezalandırıyorlar” diyerek ekliyor:

“Fakat bizler bu cezalandırılma karşı geri adım atmıyoruz aksine daha çok üstüne gidiyoruz. Özgür basının bu kadar hedef alınmasının temel sebebi, nerede bir hak ihlali varsa, nerede bir işkence varsa, nerede bir özel savaş politikası varsa, kadın katliamı varsa ortaya çıkarması... Bizler her zaman hakikatin peşinden gitmeye devam edeceğiz."

Suç oluşturuldu, yargılayacak mahkeme bulunamadı

fırat bulut

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)'nın verilerine göre, depremle ilgili yaptıkları yayınlar, yazdıkları haberler veya sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek en az 18 gazeteci hakkında "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Hatta gazeteciler hakkında bugüne kadar açılan bu suç kapsamındaki soruşturmaların yarısına yakınını deprem haberleri oluşturuyor. Fırat Bulut da deprem bölgesi Malatya’dan döndüğü Ankara’da Esenboğa Havalimanı’nda 10 Mart 2023’te gözaltına alınmış ve iki gün gözaltında kalmıştı. Bulut hakkında Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın  yürüttüğü soruşturma 10 Temmuz 2023’te tamamlandı. Bulut'un 8 Şubat tarihli Elbistan Cezaevi avlularından dumanlar yükseldiği ve koğuşların ateşe verildiği bilgisinin yer aldığı sosyal medya paylaşımının “halkta panik yaratacak ve kamu düzeninin aleyhine olacak ve hakikati yansıtmayacak şekilde sunulduğunu” ve TCK 217/A/1 maddesinde tanımlanan “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu oluşturduğunu öne süren savcı, Bulut'un 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Elbistan Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen yargılama neticesinde yetkisizlik kararı verilerek dosya Bingöl Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Bingöl Asliye Mahkemesi de 1 Ağustos’ta yetkisizlik kararı vererek yetki uyuşmazlığının çözülmesi için dosyayı Yargıtay 5. Dairesi'ne gönderdi. Dosya şu an Yargıtay’da ve Bulut'u yargılayacak mahkemenin belirlenmesi bekleniyor.

"Dezenformasyon" suçlamasıyla yargılanan gazetecinin haberi doğru çıktı

Bulut, "Bu dava sansür yasasının gazetecilik faaliyetlerinin engellenmesi amacıyla ne kadar keyfi , sorumsuz ve sınırsız bir şekilde uygulanabildiğini göstermesi açısından dikkat çekici" diyor ve ekliyor:

"Elbistan Cezaevi ile ilgili haberim nedeniyle hakkımda "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla soruşturma başlatan savcılık ile, Elbistan Cezaevi'nde yaşanan yangın ve olaylar hakkında soruşturma yürüten aynı savcılık makamı. Soruşturma davaya dönüştükten sonra mahkemenin talebi ile cezaevi yetkililerinin dosyaya sunduğu belgelerle haberimin gerçek olduğu, habere konu olaylarla ilgili ilk günden Elbistan Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma  başlatıldığını öğrenmiş olduk. Tüm bunlara rağmen dava hala devam ediyor. Bu dava soruşturma makamının sansür yasasını gerekçe yaparak nasıl dezenformasyona yol açtığının ispatı." 

Bulut: Yasaya göre kaynağı iktidar olmayan her bilgi yalan

Türkiye'de gazetecilik yapmanın koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığını belirten Bulut, "Sansür yasasının amacı dezenformasyon üretmek. Dezenformasyonun üretilebilmesi ve amacına ulaşabilmesi  için de gerçek gazeteciliğin engellenmesi, sınırlandırılması gerekiyor” diyor.

“Yasaya göre kaynağı iktidar olmayan her bilgi yalan veya yanıltıcıdır” diyen Bulut, “haberin veya bilginin kaynağının iktidar olduğu fakat iktidara yaramadığı durumlarda” bile soruşturmalar açıldığını söylüyor.

“İktidar her alanda olduğu gibi bilgi alanında da mutlak iktidar tekelini kurmak istiyor” diyen Bulut şöyle devam ediyor: 

“Toplumsal  sorunların alabildiğince arttığı, hak ihlallerinin sıradanlaştığı, keyfi yönetimin, usülsüzlüklerin, hesap vermemezliğin normalleştiği bir siyasi iklim ve yönetimde iktidarı sürdürmenin en önemli yol ve yöntemlerinin başında  gazeteciler üzerinde baskı, gerçeğin veya bilginin üzerinde tekel kurmak geliyor. Bunun yolu da gazeteciliği yasaklamak ve gazetecileri cezalandırmaktan geçiyor. Gazeteciler toplumun gerçek bilgiye ulaşma hakkına sahip çıktıkları için cezalandırılıyor.”

Bu koşullar altında “toplumun gerçek bilgiden haberdar olma hakkının elinden aldığını” vurgulayan Bulut, “Dolayısıyla  tüm toplumsal kesimlerin bu dezenformasyon üretme sürecine itiraz etmesi gerekiyor. Tüm toplumun güçlü bir şekilde 'Gazetecilik suç değildir' demesi gerekiyor" diyor.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.