EYLEM SONBAHAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’in şikayetçi olduğu dava sonunda gazeteci Levent Gültekin’in Bayraktar'a 25 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verildi.
Gültekin'den davacı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı ve Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "kişilik haklarına saldırı" yapıldığı iddiasıyla 100 bin TL manevi tazminat talebinde bulundu. Gültekin, 1 Eylül 2022 tarihinde X Platformu'ndan (Twitter), "Koca bir ülkenin savunma sanayini tek bir kişiye bağlamışlar o da başarısını tek bir kişiye yani kayınpederine bağlamış. Sonra da ‘ya kayınpederim giderse’ diye feveran ediyor. Burası muz cumhuriyeti mi?” paylaşımını şikâyet konusu yapıldı.
İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dün (23 Kasım) görülen davanın ikinci duruşmasında Selçuk Bayraktar'ın avukatı Burçin Altan Ergün ile gazeteci Gültekin'in avukatı Gamze Nur Sancılı hazır bulundu. Avukat Ergün, dava konusu paylaşımda müvekkili Selçuk Bayraktar'ın kişilik haklarına saldırı yapıldığını söyleyerek davanın kabul edilmesini istedi.
"Paylaşımda sistem eleştirisi yapılmıştır"
Gazetecinin avukatı Sancılı ise "Davacı tarafça niyet okuması yapılarak müvekkilimin yaptığı paylaşımlardan sonuç çıkarılmıştır, davacıya yönelik en ufak bir itham yer almamaktadır, paylaşım sistem eleştirisi niteliğindedir" dedi.
Selçuk Bayraktar'ın televizyon programındaki beyanları üzerine Gültekin'in paylaşımı yaptığını söyleyen Sancılı, "Müvekkilimin bir gazeteci olarak eleştiride bulunması hem hakkı hem de yükümlülüğüdür, davacı taraf kamuya mal olmuş kişi olarak eleştirilere katlanmak zorundadır" diyerek, davanın reddine karar verilmesini istedi.
Kararını açıklayan mahkeme, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile gazeteci Gültekin'in Selçuk Bayraktar'a 25 bin TL tazminat ödemesine karar verdi.
Kararı MLSA'ya değerlendiren Gültekin, şunları söyledi: "Seçim sürecinde Selçuk Bayraktar seçimi AK Parti’nin kaybetmesinin kendilerini olumsuz etkileyeceğini söylemişti, ben de bunun üzerine 'ülkenin savunma sanayini bir kişiye bağlamışlar o da kaderini kayın pederine bağlamış burası muz cumhuriyeti mi?' diyerek bu yaklaşımı eleştirmiştim. Mesajımda ne hakaret ne de iftira var, kaldı ki bir isim de geçmiyor. Bu kararın hukukla izah edilebilir bir tarafı yok, basit bir eleştiriye bile tahammülü olmayan ve bu tahammülsüzlüğe araç olan bir yargı mekanizması var. Buradaki haksızlığı toplumun insafına havale ediyorum."
