NİMET ÖLMEZ
İzmir’de 13 Şubat’ta evleri basılarak “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla gözaltına alınan 5 gazeteci hakkındaki iddianame 9 aydır tamamlanmadı. Mezopotamya Ajansı Haber Müdürü Semra Turan’ın ifadesi tekrar alınırken, Fatma Funda Akbulut hakkındaki iddianame de kabul edilmedi.
İzmir’de 9 ay önce “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) İzmir büro şefi Semra Turan , muhabirler Delal Akyüz ve Tolga Güney, JINNEWS muhabiri Melike Aydın, Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) basın çalışanı Fatma Funda Akbulut hakkındaki iddianame hala tamamlanmadı. Gazetecilerden Semra Turan ve Cihan Başakçıoğlu’na haftada iki gün karakolda imza verme şartı getiren hakimlik, Delal Akyüz, Tolga Güney, Melike Aydın ve Fatma Funda Akbulut’a “ev hapsi” vermişti. Dokuz ay sonra savcılık makamı tarafından yeniden sorgulanan gazeteci Cihan Başakçıoğlu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirken, Turan’ın savcılık ifadesi alındı. Akbulut hakkında hazırlanan iddianamede ise ceza istendi.
Turan’ın arkadaşlarıyla para transferleri suçlama konusu
İzmir Cumhuriyet Savcılığı, 12 Ekim’de Gazeteci Semra Turan’ın ise ifadesini aldı. Dosya kapsamında Turan’ın birlikte çalıştığı gazeteciler ve arkadaşları arasındaki tüm para transferleri soruldu. Turan verdiği savcılık ifadesinde, Mezopotamya Ajansının (MA) İzmir Büro şefi olduğunu ve birlikte aynı büroda çalıştığı diğer muhabirlerinin aylık maaşlarının da kendi banka hesabına yatırıldığını, birlikte çalıştığı muhabirlere ödemeyi bu şekilde yaptığını belirtti. Turan ailesi ve arkadaşlarına da para göndermesinin ya da almasının doğal olduğunu bunun suçlama konusu olamayacağını kaydetti.
İddianame için yetkisizlik kararı verildi
Diğer 5 gazeteci ile gözaltına alınan ve dokuz aydır ev hapsinde olan DEM Parti basın çalışanı Funda Akbulut hakkındaki iddianame “Örgüt üyesi olmak" iddiasıyla İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme dosyada "Örgüte finans sağlama" suçu olduğu gerekçesiyle dosyayı kabul etmedi ve İzmir 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame ise mahkemenin inceleme aşamasında. Dosya kabul edilirse duruşma günü için tarih verilecek.
Basın açıklamalarını çekmek suç sayıldı!
Funda Akbulut hakkında hazırlanan iddianamede açık tanık Buse Aslan'ın ifadelerinin yanı sıra çekim yapmak için katıldığı basın açıklamaları ile yaptığı beş telefon görüşmesi ve para alışverişi suç olarak gösterildi. İddianamede itirafçı Buse Aslan’ın Jineoloji dergisinin paralarının toplanmasını ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) İzmir sanal medya hesaplarının kullanılmasının Funda Akbulut tarafından yapıldığı yönündeki iddiaları yer aldı. İddianamede yer alan bir diğer suçlama konusu ise Funda Akbulut'un İzmir Kadın Platformu, TJA, HDP'nin düzenlediği kadın cinayetleri, Nagehan Akarsel için yapılan açıklamalar, Suruç katliamı anması, Gezi eylemlerinin yıl dönümü, tecrit açıklamaları ile panellerde yaptığı çekimler oldu. Funda Akbulut'un buralarda yaptığı video ve fotoğraf çekimleri ile bunların sanal medya hesaplarından paylaşılması suçlama konusu oldu.
Akbulut: Dokuz aydır yetmiş metrekarelik bir alanda tutsağım
Yine iddianamede yer alan MASAK raporlarında ise Funda Akbulut'a gönderilen ya da onun gönderdiği ve toplamda 10 bin TL'yi bile bulmayan para transferleri suçlama yapıldı. Evinde yapılan aramalarda el konulan Jineoloji dergileri ile Nagehan Akarsel'e ait fotoğraflar da iddianamede yer alırken, Kürt Siyasetinin Mor Rengi ve Jineoloji Ders Notları isimli kitaplarda suçlama konusu yapıldı. Hakkında hazırlanan iddianameyi değerlendiren Funda Akbulut, dokuz aydır ev hapsinde olduğunu ve ev hapsinin tedbir amacını aştığını belirtti.
Akbulut şöyle konuştu: “Bir şekilde cezalandırmaya dönüştü. Savcı iddianameyi hazırladı 18. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi ama aynı mahkeme yetkisizlik verip 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Şuanda avukatlarım ev hapsinin kaldırılmasına ilişkin muhatap bile bulamıyorlar. Bu süreç gittikçe uzadı. Ev hapsi savcı ve hakimlere göre hapisten de sayılmıyor ve üstünde durulmuyor. Bir şekilde tutsaklığımız sürüyor. Dokuz aydır yetmiş metrekarelik bir alanda yaşamımı sürdürmeye çalışıyorum. Evden çöp atmaya bile çıkamıyorum. Bu mağduriyetin son bulup biran evvel duruşma gününü belirlenmesi gerekiyor.”
