Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay’ın avukatı Enes Ermaner, gazetecinin tutuklanmasını bir ‘hukuk komedisi’ olarak değerlendirirken, Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu bu tutuklamanın tüm gazetecilere bir mesaj olduğunu söylüyor
ONUR ÖNCÜ
Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay, Sarallar grubundan Barış Saral’ın yargılandığı davadaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını ele aldığı ve mahkeme tutanaklarını haberleştirdiği için 29 Aralık’ta tutuklandı. Karabay'ın tutuklanmasına 1991 tarihli Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde suç kabul edilen “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” gerekçe olarak gösterildi.
Karabay, TMK tarihinde bu maddeden tutuklanan ikinci gazeteci oldu.
Aynı maddeden tutuklanan ilk gazeteci ise, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Fırat Can Arslan’dı.
Arslan, Diyarbakır’da 13 ay tutuklu kalan 15 gazetecinin iddianamesini hazırlayan savcı ile aynı davaya bakan hakim eşinin tayinine dair Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) kararnamesini paylaştığı için bu suçlamayla geçen Temmuz’da tutuklandı. Cezaevinde 100 gün tecrit altında tutulan gazeteci, 31 Ekim’deki ilk duruşmasında beraat etti.
Furkan Karabay’ın tutuklanmasını avukatı Enes Ermaner ve Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu ile konuştuk.
“Kanunun sınırları belirsiz”
Yaşananları "hukuki bir komedi" olarak değerlendiren Karabay’ın avukatı Ermaner, tutuklanmaya gerekçe gösterilen "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme" suçlamasının belirsizliğine dikkat çekti.
“Bu, ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçunun bir şekilde işleneceğini, ne şekilde işlenmesi gerektiğini ve ne şekilde ceza verileceğini anlayamıyoruz. Kaldı ki zaten bunu mahkemeler de anlamıyor ve bu suçlama sonrasında bu maddeden yargılanan tüm gazetecilere beraat kararları veriliyor.
Kaldı ki Yargıtay kararlarıyla da aslında bu kanunun soyutluğu ve sınırlarının belirsizliği konusunu düzenlenmeye çalışıyor. Yargıtay kararlarında özellikle bir kişiyi bu iddiayla suçluyorsanız, bunun öncelikle kasten yapılmış olduğunu belirtmeniz gerekiyor. Ayrıca hangi terör örgütüne hedef gösterildiğini ve bunun nasıl yapıldığını göstermeniz gerekiyor.”
“Bu sadece Furkan’ın değil, tüm gazetecilerin sorunu”
Avukat Ermaner ayrıca bu suçlamanın her gazeteciyi etkileyecek ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.
“Bu sadece Furkan Karabay’ın değil, tüm gazetecilerin sorunu. Çünkü 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı istediği bir mahkemeye gidip istediği bir dosyayı inceleme hak ve yetkisine sahiptir. Bir gazeteci herkes tarafından ulaşılabilecek bir duruşma tutanağını haber yaptığı için şimdi cezaevinde. Bunun gerçekten ucu çok açık ve tehlikeli.”
“Haberlerde herhangi bir suç unsuru yok”
Gerçek Gündem’in Genel Yayın Yönetmeni ve Furkan Karabay'ın yakın çalışma arkadaşı Hilmi Hacaloğlu ise “Biz bu tutuklamayı beklemiyorduk. Çünkü bir tutuklama beklenmesi için suç olması gerekiyor. Fakat Furkan’ın yazdığı haberlerde herhangi bir suç unsuru yok” dedi.
Haberlerde adı geçen savcının kamuoyu tarafından bilinen bir isim olduğunu söyleyen Hacaloğlu, şöyle devam etti: “Burada gizli bir isim yok. Habere konu olan tutanaklar daha önce de haberleştirilmiş tutanaklar. Sonrasında tutanakların aslı da yayımlandı... Dolayısıyla, eğer bu bir suç olsaydı, sonrasında bu ismi yazanların hem de tutanakları yayınlayanların da benzer bir adli süreçten geçmesi gerekiyordu. Peki, burada ne yapılmak istendi? Furkan Karabay’a ‘bu konularda artık yazma' denmiş olundu.”
Furkan Karabay’ın tutuklanmasının gazetecilere bir mesaj olduğunu söyleyen Hacaloğlu son olarak, “Furkan adliyede hep kelepçeliydi. Bu da bize bir şey söylüyor. Bu tutuklamayla da bir mesaj verildi. Nedir bu? ‘Bizim izin verdiğimiz şekilde, izin verdiğimiz alanlara girebilir, gazetecilik yapabilirsiniz. Aksi takdirde ne olabileceğini bu tutuklamayla birlikte görmüş oluyorsunuz’ denmiş oldu” dedi.