SİBEL YÜKLER
KHK ile kamudan ihraç edilen akademisyen ve avukat Dr. Cenk Yiğiter, “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılandığı davada, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki ‘Tayyo’ ifadesine verilecek ‘hakaret’ kararının, Erdoğan'ın eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında söylediği ‘Selo’ sözlerini de cezalandırmak olacağını savundu.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden OHAL döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyen ve avukat Dr. Cenk Yiğiter, “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılamasına devam edildi. Bugün (18 Aralık 2024) Ankara 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada, Yiğiter savunma yaptı.
Yiğiter savunmasında, “Sayın Yargıç, Erdoğan hakkındaki ‘Tayyo’ ifademden ötürü mahkûmiyet kararı verecekseniz, şimdiden size teşekkür ederim, bu şekilde Erdoğan'ın Selahattin Demirtaş hakkında ‘Selo’ demesinin de bir hakaret olduğuna hükmedeceksiniz. ‘Tayrap’ ifademden ötürü mahkûmiyet kararı verecekseniz, tayrap plastik kelepçe demektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi ‘tek adam otokrasisi’ ile yönettiğini savunan Yiğiter, ‘Tayrap’ ifadesini neden kullandığını da şu sözlerle açıkladı:
“Anayasal haklarını kullanan emekçilerin, kadınların, öğrencilerin, gençlerin, yurttaşların ellerine arkadan bağlanan plastik kelepçedir. Ne mahkemenizin ne istinaf mahkemesinin, Adalet Bakanlığı'nın kovuşturma izni verdiği, Erdoğan'ın müşteki sıfatıyla katıldığı, Erdoğan'ın avukatlarının boy gösterdiği bir davada beraat kararı veremeyeceğini biliyorum.”
Yiğiter, Yargıtay ilgili ceza dairesinden mahkûmiyet kararının, yerleşik içtihatlar doğrultusunda bozulmasını ve beraatini talep etti.
Yiğiter’in duruşmalardan vareste tutulma talebini kabul eden hakim, savcının esas hakkındaki görüşünü açıklaması için bir sonraki duruşmayı 12 Şubat saat 11.35’e erteledi.
Dava hakkında
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Yiğiter’in bir sosyal medya paylaşımı atılı suçlamaya gerekçe yapılırken, soruşturmanın kolluk tarafından yapılan ihbar üzerine başlatıldığı ileri sürüldü. Delile gerekçe yapılan ve dosyada yer alan sosyal medya paylaşımının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “şeref, onur ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olduğu” savunuldu.
İddianamede, Yiğiter hakkında öncesinde bir başka soruşturma nedeniyle yakalama kararı çıkarıldığı bu sebeple “aranılan şahıs olduğu” öne sürülmesi de dikkat çekti.
