NALİN ÖZTEKİN
CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘hakaret ettiği’ iddiasıyla yargılandığı davada bilirkişi tayin edildi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2014 yılında 30 Mart yerel seçim kampanyası kapsamında Erdemli’de yaptığı konuşmada, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sırasında sızdırılan tape kayıtlarına atıf yaparak kullandığı ifadeler nedeniyle açılan davaya devam edildi. Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Kılıçdaroğlu katılmazken avukatı Celal Çelik hazır bulundu.
Beş ayrı dosyanın birleştirildiği davada av. Çelik tarafından mahkemeye yazılı ve sözlü savunma sunularak Kılıçdaroğlu’nun beraati talep edildi. Mahkeme ise Kılıçdaroğlu’nun iddianamede ‘hakaret’ olarak nitelendirilen konuşmaları için ‘kast olup olmadığına araştırma yapmak için’ bilirkişi tayin etti.
Bilirkişi raporunun tamamlanması için duruşma 19 Haziran tarihine ertelendi.
Ne Olmuştu?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 30 Mart yerel seçim kampanyası sürecinde Erdoğan hakkında kullandığı sözler ‘hakaret’ olarak değerlendirilerek 2016 yılında iddianame kabul edildi. Kılıçdaroğlu’nun "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan hapisle cezalandırılması talep edildi. Ayrıca, TCK’nın 53/1 maddesi uyarınca siyaset yapma ve kamu görevi gibi haklardan yoksun bırakılması da istendi.
22 Kasım 2024’te Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade veren Kılıçdaroğlu şu sözleri kullanmıştı;
“Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek ve tarihe not düşmek için geldim. Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni; Erdoğan'a 'Başçalan, Hırsız ve Başhırsız' demiş olmamdır. Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir pişmanlığımın olmadığını söylemek isterim. Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, 'Rüşvet suçundan' çıkmadım. Ne mutlu ki bana, 'yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız' olarak karşınıza çıkmadım. 'Hırsıza hırsız' dediğim için çıktım."