Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ile Van Barosu işbirliğiyle düzenlenen “AİHM’e Bireysel Başvuru Usulü Çalıştayı”nda hukukçuları ve insan hakları savunucularını bir araya getirdi. Avukatların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) etkin başvuru yapma becerilerini geliştirilmesi amaçlanan etkinlikte, AİHM’e bireysel başvuru usulleri, sık yapılan hatalar ve kararlarının uygulanmasına dair bilgiler paylaşıldı.
Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda 30 Kasım 2024 Cumartesi günü gerçekleşen Çalıştaya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıcı Av. Dr. Rıza Türmen, Strasbourg Üniversitesi öğretim üyesi Av. Doç. Dr. Ümit Kılınç, AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü’nden Av. Dr. Şerif Yılmaz ve Eski AİHM Hukuk Danışmanı Av. Dr. Vincent Berger konuşmacı olarak katıldı. Çalıştaya, MLSA Hukuk Birimi Koordinatörü Avukat Emine Özhasar, Van Barosu Yönetim Kurulu üyeleri yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.
‘Uzmanların katkılarıyla ihlallere karşı hukuki ve toplumsal mücadelemizi güçlendirecek’
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Van Barosu İnsan Hakları Merkezi Eş Başkanı Av. Burcu Şeber, MLSA iş birliğiyle düzenledikleri çalıştayda, insan hakları ihlallerini, bu ihlallerin bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini tartışmak ve çözüm yolları geliştirmek için biraya geldiklerini söyledi. Şeber, “Ne yazık ki son yıllarda ülkemizde ve bölgemizde artan hak ihlalleri, hukukun üstünlüğüne ve temel haklara yönelik ciddi tehditler oluşturmaktadır. Özellikle savunma hakkının kısıtlanması, ifade özgürlüğüne yönelik müdahaleler ve yerel yönetimlere yapılan antidemokratik müdahaleler, bu alanda daha güçlü bir mücadeleye olan ihtiyacı ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, bu çalıştayın bizlere önemli bir yol haritası sunacağına inanıyorum. Bugün hocalarımız ve uzmanlarımızın katkılarıyla bu ihlallere karşı hukuki ve toplumsal mücadelemizi güçlendirecek yöntemleri tartışma fırsatı bulacağız. Van Barosu adına, bu önemli çalışmaya destek veren MLSA ekibine ve çok kıymetli hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Özhasar: AİHM başvuru yolunun hem usul hem esas yönünden birçok teknik incelikleri var
MLSA Hukuk Birimi Koordinatörü Avukat Emine Özhasar, MLSA’nın birçok kentte AİHM çalıştayları düzenlediğini hatırlatarak, "Hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı Van’da da çalıştay düzenlemeye karar verdik. AİHM başvuru yolunun hem usul hem de esas yönünden birçok teknik incelikleri var; bu nedenle çok bilinen bir başvuru yolu değil. Bugün burada, bu sürecin mutfağında olan değerli hocalarımız, AİHM başvurusunun nasıl yapılması gerektiğini bizlere anlatacak. Umarım hepimize faydalı olur. Bize bu imkânı sağladıkları için Van Barosu’na da ayrıca teşekkür ederiz."
Kılınç: ‘AİHM’e yapılan başvuruların yüzde 20’si hakkında idari ret kararı veriliyor’
Çalıştayın “İçtüzüğün 47. maddesi ve avukatlık pratiği açısından kabul edilebilirlik kriterleri” başlıklı bölümünde Strasbourg Üniversitesi Öğretim Üyesi ve AİHM Uzman Hukukçusu Av. Doç. Dr. Ümit Kılınç sunum yaptı. Buraya seminer vermek için değil konuşmak, tartışmak ve bilgi alışverişinde bulunmak için geldiklerini belirten Kılınç, bir avukatın AİHM’e nasıl başvuru yapacağı, kabul edilebilirlik kriterlerinin neler olduğuna, önemine ve dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çekti. AİHM’in idari yapısı ve işleyişine değindi. AİHM’e yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 20’si hakkında İçtüzüğün 47. Maddesi şartlarını taşımadığı gerekçesiyle idare ret kararı verildiğine dikkat çekerek, İçtüzük’te nelere dikkat edilmesi gerektiğini, bunun istisnaları ve yapılan başlıca hataları AİHM başvuru formu üzerinden anlattı.
Oturum soru ve cevaplarla sona erdi.
Berger: ‘Kabul edilemezlik kararları avukatlar için önemli bir sorun’
Avukat ve eski AİHM Hukuk Danışmanı Dr. Vincent Berger “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminde avukatın rolü” başlıklı bölümde katılımcılara sunum yaptı. Fransızca yapılan sunumu Doç. Dr. Ümit Kılınç yaptı. Berger, AİHM’de Yazı İşleri Müdürlüğü’nde çalıştığı dönemde Türkiye’nin kendi hayatında önemli bir yer tuttuğunu, köy yakmaları, ifade özgürlüğü, DGM’lerle ilgili gelen davalarda Türkiye’ye çok yakından takip ettiğini söyledi. Avukatların AİHM sistemindeki rolünün çok önemli olduğunu belirterek, avukatların rolünün üçü aşmada olduğunu, birincisinin avukatların AİHM’e başvurmadan önceki rölü, ikincisi başvuru yaptıktan sonraki rölü ve üçüncüsü de avukatların AİHM kararları sonrasındaki rölü olduğunu açıklayarak, bu süreçleri örneklerle açıkladı. Avukatların AİHM başvuru sürecinde ve müvekkilleriyle yaşadığı sorunlara değindi. Başvurular için verilen kabul edilmezlik kararlarının avukatlar için önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken Berger, bireysel başvuru yazımı sırasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalara, etkili başvuru için yapılması gerekenleri örnekleriyle anlattı.
Bölüm, soru ve cevaplarla sona erdi.
Yılmaz: ‘AİHM önündeki davaların yüzde 25’i Türkiye’ye ait’
AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü’nden Dr. Şerif Yılmaz, Çalıştayın “AİHM önünde güncel davalar ve güncel sorunlar” başlıklı üçüncü oturumunda sunum yaptı. Avukatların ellerinden geldiği daha iyi bir başvuru yapması için bilgi ve tecrübelerini paylaşacağını söyledi. AİHM 46 ülkeden gelen yüz bine yakın davaya baktığı bilgisini veren Yılmaz, 2024 Mayıs ayı itibariyle AİHM’de görülen davaların yüzde 52’inin (23 bin civarında) Türkiye’ye ait olduğu bilgisini verdi. Avrupa’da insan hakları alanında birçok sorunun çözüldüğünü ancak Türkiye’de insan hakları ve ifade özgürlüğünün halen sorun olmaya devam ettiğini ifade etti. Yılmaz, AİHM önünde bekleyen davalarının kategorileriyle ilgili istatistik bilgiler paylaştı. AİHM’de bekleyen 2500’e yakın tutuklu gazeteci, milletvekili, insan hakları savunucusu, aktivist dava dosyası bulunduğunu aktardı. Davalardaki mağdur sıfatı, yargı yetkisi konusunda izlediği usullerle bilgiler vererek, emsal kararlar üzerinden AİHM’in başvurularda izlediği hukuki tutumu anlattı. Mahkemenin yakın bir gelecekte online başvuru sistemine de geçeceğini söyledi.
Bölüm, soru ve cevaplarla sona erdi.
Türmen: Kararların uygulanması ve AİHM’in meşruiyeti birbiriyle ilgili
Eski AİHM yargıcı Dr. Rıza Türmen, Çalıştayın “AİHM kararlarının uygulanması sorunu “ başlıklı sonuncu bölümünde video konferans yoluyla sunum yaptı. AİHM kararlarının uygulanması sistemin en zayıf kısmı, aşil topuğu olduğunu ifade eden Türmen, bunun nedeninin ise AİHS 46. Maddesini uygulayacak bir polis gücü ve mekanizmanın olmaması olduğunu söyledi. Bu nedenle AİHM son dönemde vermiş olduğu kararlarda, bunların nasıl uygulanması gerektiğini de yazdığını aktardı. Kararların uygulanması ile AİHM’in meşruiyetinin birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade etti. Bir ihlalin uygulanması tek başına yeterli olmadığını, ihlalden önce durumu ortadan kaldırmak, bunun için yasa çıkarmak, ihlalin tekrarlanmaması için önlemler alması gerektiğini vurguladı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin sözleşmeye imzalayan üye devletlerin AİHM kararlarını uygulamasını denetlediğini bilgisini veren Türmen, kararın uygulanmaması durumunda yapılan bürokratik işlemler ve usullere değindi. Türmen, AİHM kararının uygulanmamasının yeni bir ihlali ortaya çıkardığını belirtti. Avrupa Konseyi’nin ihlal prosedürünü bugüne kadar iki davada uygulandığını, bunların Ilgar Mammadov- Azerbaycan, Osman Kavala- Türkiye davası olduğunu belirtti. Yakın bir zamanda Selahattin Demirtaş davasında da ihlal prosedürü uygulanacağını aktardı. Türkiye’nin ihlal kararlarını uygulamamasının Avrupa Konseyi’nde ilk olduğunu vurguladı. Böyle devam etmesi durumunda Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nde atılabileceğini, bunun çok ağır, hukuki ve siyasi sonuçlara neden olacağına dikkat çekti.
Soru ve cevaplarla sona eren oturumun ardından MLSA ve Van Barosu çalıştayda sunum yapan hukukçuları plaket verdi.