HİCRAN CENGİZ
Musa Anter’in öldürülmesinin üzerinden 31 yıl geçti; Kürt basını onun ardından “özgür basın geleneğini” sürdürüyor. Xwebûn gazetesinin Sorumlu Yazı işleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, aradan geçen yıllar boyunca Kürt basınına yönelik algı ve politikaların değişmediğini, sadece baskı yöntemlerinin değiştiğini söyledi.
Kürt gazeteci ve yazar Musa Anter, 20 Eylül 1992'de, JİTEM elemanları tarafından katledildiği Diyarbakır, Yenişehir’de, Cumhuriyet Mahallesi 442’nci Sokak’ta bir kez daha anıldı.
Türkiye basınında “özgür basının” mimarları arasında yer alan Anter, 1959’da Dicle-Fırat gazetesinde, “Neden Çıkıyoruz?” başlıklı yazısında Kürt basınına neden ihtiyaç duyulduğunu şöyle anlatmıştı: “1. Şark'a ait davalar, İstanbul, Ankara basınına aksetmez. Bu basın, Şark davalarını yazmak ihtiyacını hissetmez ve onların ehemmiyetini göremez. Ancak cinayetleri güzel dizmesini bilir. 2. Şark'ta amme müesseselerinde iş gören zatlar, Garp basınına göre mecburi hizmet görüyorlar. Ne kadar az çalışsalar, yine de kâfi sayılır. Hâlbuki bize göre, bilakis, bunlar asil vazifelerini yapıyorlar. Geri kalmış bir memleketin, geri kalmış bir bölgesinde amme hizmetlerinde bulunan insanların daha çok çalışmaları daha çok fedakârlık yapmaları lazımdır…”
Anter birçok kez yargılandı, tehdit edildi, kendisi ve yazılarının yayınlandığı yayınlar birçok kez yasaklandı. Kürt medyası Halk Gerçeği, Yeni Halk Gerçeği, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Yeniden Özgür Gündem, Welat, Welatê Me, Azadiya Welat, Rojeva Medya gibi onlarca isimle yayın yapmaya devam etti.
Anter cinayetinin ardından da pek çok yayın yasaklandı, kapatıldı, sansüre uğradı, çalışanları tutuklandı. Aradan geçen bu yılları ve günümüzde Kürt basınında yaşananları tek basılı Kürtçe gazete olan Xwebûn gazetesinin Sorumlu Yazı işleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş’la konuştuk. Ertaş, günümüzde Xwebûn ve Yeni Yaşam gazetesinin Kürt medyasının “özgür basın geleneğini” devam ettirdiğini vurgulayarak Anter’in katledilmesiyle gazeteciliği doğrudan hedef alındığını dile getirdi.
Haftalık olarak çıkan Xwebun gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş...
“Özgür basına yönelik politikalar değişmedi, yöntemler değişti”
Ertaş, basına yönelik uygulamaları karşılaştırarak Kürt medyasının durumunu anlattı: “O zamandan günümüze özgür basına ve muhalefete yönelik algı ve politikalar değişmedi. Sadece engelleme yöntemleri değişti. Bazen öldürüyorlar, bazen sansürlüyorlar, hatta bazen kurumları kapatılıyor. Şimdi de gazetecileri tutukluyorlar. Ama özgür basın bu baskılara karşı daima engelleri aşmış ve örgütlenmiş durumda. Artık her zamankinden daha fazla ve daha güçlüyüz.”
Haftalık olarak çıkan Xwebun gazetesi ağırlıklı olarak dil, kültür, tarih, toplum, kadın ve siyasete dair dosya ve analizlere yer veriyor. Üç yıllık yayın hayatında birçok engellemeyle karşılaşan gazetenin iki editörü de geçen yıl Diyarbakır merkezli yürütülen operasyonda yargılanan gazeteciler arasındaydı. Ertaş, bu operasyona ilişkin, “Polisler tüm harddisk ve arşivlere el koyarak gazetenin hafızasını yok ettiler. Bu yüzden belli periyotlarda yayınladığımız video formatındaki yayınlarımıza ara vermek zorunda kaldık. Gazete büyük bir zarar görse de yazar ve çalışanlarının sahiplenmesiyle yayın hayatına devam ediyor. Bu yeni dönemde video ve görsel yayınlarımızı da devam edeceğiz” dedi.
Gazeteci tutuklamalarına dikkat çeken Ertaş, Diyarbakır’da, 8 Haziran 2022’de, 16 gazetecinin, bundan üç ay sonraysa Ankara’da dokuz gazetecinin tutuklandığını hatırlatarak, bu tutuklamaların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce gerçekleştiğinin altını çizdi. Ertaş şunları söyledi:
“Yine Nisan ayında Mezopotamya Ajansı’nın üç editörü tutuklandı. Bu operasyonlarla amaçlanan gerçeklerin karartılmasıdır. Basına yönelik engellemelerle toplumun kör, sağır ve dilsiz olması amaçlanarak iktidarın uygulamalarından habersiz bırakılması isteniyor.”
Tutuklanan gazetecilerin alanında tecrübe sahibi ve uzmanlaşmış editör ve muhabirler olduğunu vurgulayan Ertaş, “Tutuklamaların ardından Kürt medya mecralarına yeni gazeteci arkadaşlar katıldı. Mecralara böyle bir zamanda katılım, gazeteciliğe nitel ve nicel anlamda genişleme kazandırdı” dedi. “Özgür basın geleneğinin” devam ettiğinin dile getiren ve geleneğin bir ekolden okula dönüştüğünü de söyleyen Ertaş, “Gazetecilikte saha bir okul, yeni gelenler gazetecilik mesleğini ediniyor ve gazeteci oluyorlar. Bir üniversite kadar öğrenci yetiştiriyor” diye konuştu.