Duruşma Haberleri

Ramazan Akyürek İstanbul Emniyeti ile Trabzon Jandarmasını suçladı

Ramazan Akyürek İstanbul Emniyeti ile Trabzon Jandarmasını suçladı

ELİF AKGÜL

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti davasında ceza alan 11 azmettirici ve kamu görevlisinin, ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘FETÖ üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşmasında, davanın tek tutuklu sanığı olan Adem Sağlam adliye kontrol tedbiriyle tahliye edildi. Sağlam Dink cinayetinin işlendiği dönemde Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde müdür yardımcısı olarak görev yapıyordu. 

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada hiçbir sanık salonda yer almadı. Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat C Şube Amiri Ali Fuat Yılmazer, azmettiriciler Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz Ses ve Götüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. 

Yılmazer: “Suç işlemedim”

Duruşmada ilk söz alan Ali Fuat Yılmazer, “Kanunlara aykırı hiçbir işlem yapmadım, suç işlemedim, sahte belge düzenlemedim, hiçbir belgeyi imha etmedim, kanunsuz emir vermedim” dediği savunmasında özetle şunları söyledi:

“Cinayetten sonra Trabzon’daki vahim gelişmeleri Trabzon’da adli birimlerle paylaşmadığı gibi İstanbul İstihbarat Müdürlüğü ile paylaşmayan Trabzon Emniyet Müdürlüğü; cinayetle ilgili bilgileri gizleyen, personelini cinayetten sonra yönlendiren, yalan beyanda bulunmalarını sağlayan, görev raporlarını imha eden, operasyou engelleyen Trabzon Jandarma Komutanlığı; koruma kararı almayan ve cinayet sonrası sahte tahkikat raporu düzenleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün durumu ortaya çıkmış, hakkımdaki tüm iddia tek tek çürütülmemiş olmasına rağmen sonuç değişmemiş suçları işleyenin değil, benim aleyhime karar verilmiştir.”

“Kasti ya da ihmal davranışının olmadığını” savunan Akyürek, “İddianameye esas tekil edilen kararda hakkımdaki suçlamalar şahsileştirilmemiş, somut deliller sunulmamış, lehime deliler yok sayılmıştır” ifadelerini kullandı.

Ogün Samast’ın, Yasin Hayal’in, “Biz bu işi öteki çocuğa yaptıracaktık, o çocuk vazgeçti, Erhan onlardan referans almış. Ramazan Müdür, hatta İstanbul Emniyet Amiri bile biliyor ama arkamızda hepsi, düşün iş büyük, kahraman olacaksın, cayarsan fena olur, yakarım seni” dediğine yönelik beyanlarına ilişkin konuşan Akyürek, Trabzon’da tanınan biri olduğunu belirterek “Cinayetten 7-8 yıl sonra neden Ogün’e bu söyletiliyor?” dedi.

YİE’nin çıkarılmasına onay vermek “istihbarat teamülüymüş”

İddianamede, Dink’in “kesin öldürüleceğine” yönelik istihbaratı getiren “Erhan Tuncel’in Yardımcı İstihbarat Elemanlığı’ndan (YİE) çıkarılmasına onay vererek cinayetin önünü açmakla” suçlanan Akyürek, bunun “istihbarat teamülü” olduğunu savundu. Yok etmekle suçlandığı istihbarat raporlarına ilişkinse Akyürek, “bu raporlardan hiçbir zaman haberim olmamıştır” dedi.

Akyürek, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na atanmasından sonraki Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nü, Trabzon Jandarma Komutanlığı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Hrant dink 2003 yılından beri tehdit ediliyordu ve hedef haline getirildi. Trabzon’da Yasin Hayal’in hazırlandığı eylem bilgisi Trabzon Jndarması tarafından gizlendi. Oysa Yasin zaten takip edilen bir kişiydi. Trabzon Emniyeti’nin yolladığı istihbarat bilgisi İstanbul Emniyeti tarafından umursanmadı, hiçbir şey yapılmadı ve bir koruma kararı alınmadı. Cinayet bilgisinin yollamasıyla Hrant Dink’in öldürülmesi arasında tam 11 ay var.”

Yazar Orhan Pamuk’un da Hrant Dink’le aynı suçlardan yargılandığını aktaran Akyürek, Ahmet İlhan Güler’in somut bir tehlike olmamasına karşın beş gün içinde Pamuk’a koruma verdiğini hatırlattı. Akyürek, savunmasında şunları söyledi: 

“Trabzon Jandarma’da Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip olmayan yoktur. Cinayet tarihine kadar bu durumu adli ve idari makamlara iletmemiştir. Cinayetin hemen ardından cinayetle ilgili raporlar Metin Yıldız [dönemin Trabzon İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü] tarafından cinayetten sonra elde edilmiş gibi oluşturulmuştur. Jandarma vereceği yalan bilgiyle ilgili bilgilendirilmiştir. Söyleyecekleri Ali Öz [dönemin Tranbzon İl Jandarma Komutanı] tarafından denetimden geçirilmiştir. Emekli Albay Ali Öz bugün evinde, Metin Yıldız görevde, ben cezaevindeyim.”

“Cinayet öncesinde, sırasında ve sonrasında görev yeri hiç değişmeyen, yaşananlara şahit olan ve yazışmalar yapan, Dink hakkında tüm tehditlere vakıf olmasına rağmen hiçbir şey yapmayıp cinayetin işlenmesini bekleyen İstanbul İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Yardımcısı Bülent Köksal ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’tır.”

“İstanbul Emniyeti, Yasin Hayal’in cinayet için İstanbul’a gideceği ve İstanbul’da kalacağı evle ilgili evrakla alakalı hiçbir işlem yapmadı, cinayetten sonra sahte tahkikat raporu düzenledi. Raporda imzası bulunan polislerin HTS kayıtları, Dink ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu’nun ısrarıyla ortaya çıkarıldı ve tahkikat tarihinde tahkikat yapıldığı iddia edilen yerlerde olmadığı saptandı.”

“Emniyet müdürü Reşat Altay, emniyet istihbarat şube müdürleri Faruk Sarı ve Engin Dinç ile istihbarat şube görevlisi Ercan Demir’in ifadelerine göre, Erhan Tuncel cinayetten altı ay öncesinden itibaren sağlıklı bilgi getirmemeye başlamıştır. Buna karşın bu kişiler hakkında beraat kararı verilmiştir.”

“16 yıl önce işlenen bu cinayetin darbeyle ilgisi varsa da ben bilmiyorum”

“Tarafıma isnat edilen suçların tamamı iftiradır” diyen Akyürek, “Bunca uğradığım mağduriyete darbe suçunun eklenmesi adaletin durumunun göstergesidir. 16 yıl önce işlenen bu cinayetin darbeyle ilgisi varsa da ben bilmiyorum” diyerek beraatını istedi.

Akyürek’in savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Ferhat Şahin, cinayet istihbaratını içeren 9 No’lu F4 istihbarat raporundan Akyürek’in haberi olduğunu hatırlatarak, “Bu elemanın neden önemli olduğunu bilmiyor muydunuz?” diye sordu. Akyürek soruya, “Dink ile ilgili olduğunu bilmiyordum” cevabını verdi.

Akyürek’in ardından konuşan sanıklardan Ahmet İskender ise “Yasin Hayal benim çocukluk arkadaşım. Diğer sanıklarla bir alakam yoktur. Benim FETÖ ile hiçbir bağlantım yoktur” dedi.

İskender’in ardından dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Adem Sağlam konuştu. Dosya kapsamında fazladan söyleyeceği bir şey olmadığını beyan eden Sağlam, dosya kapsamında 41 ay tutuklu bulunduğunu kaydederek tahliyesini talep etti.

Duruşmanın sonunda Erhan Tuncel, söz alarak Yasin Hayal'in kendisinden az ceza aldığını hatırlatarak, "Bu bir kurgu mu? Yoksa Yasin'i cezaevinden çıkarıp eylem mi yaptıracaklar?" diye sordu.

Adem Sağlam tahliye edildi

Ara kararını açıklayan mahkeme Akyürek’in avukatı ile Ali Fuat Yılmazer’in beyanlarının sonraki celse alınacağını, adli kontrol ve yakalama kararlarının devam ettiğini kaydetti.

Mahkeme hapiste geçirdiği süre dikkate alınarak Sağlam’ın tahliyesine karar verdi. Sağlam için yurtdışı çıkış yasağı ile karakola imza vermek şeklinde adli kontrol uygulanmasına karar verdi.

Mahkeme sonraki celse Adem Sağlam’ın tanıklarından Ali Fuat Akdağ’ı dinleyecek. Akdağ “FETÖ/PDY soruşturmasında” etkin pişmanlıktan yararlanmıştı.

Sonraki celse 6 Aralık 2023 saat 10.00’da.

Dava hakkında

Davada dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, emekli İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, dönemin Trabzon TEM şube müdürlüğü görevlileri Adem Sağlam ve Yahya Öztürk ile cinayetin azmettiricileri Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ahmet İskender, Ersin Yolcu, Tuncay Uzundal ve Zeynel Abidin Yavuz yargılanıyor.

İddianamede, Akyürek, Yılmazer ve Sarı’nın ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yönetici ve üyeleri olmaları sebebiyle ‘örgütün amaç ve çıkarları doğrultusunda ortak hareket ettikleri’, ‘cinayetten önce bilgi sahibi oldukları’, ‘cinayetin işlenmesi için herhangi bir önem almadıkları’, ‘faillerin eylemlerini kolaylaştırıcı bir tavır sergiledikleri’ savunuldu. 

Cinayet sonrasında ‘İstanbul İstihbarat Şubesini ele geçirerek darbe girişimine kadar giden süreci başlattıkları ve yürüttükleri’ anlatılan iddianamede, şüphelilerin ‘anayasayı ihlal’ suçunu işledikleri belirtildi.

İddianameye göre Adem Sağlam ve Yahya Öztürk de azmettiriciler Yasin Hayal ve Erhan Tuncel hakkında adli işlem tesis etti, dinleme ve takip yapan iki şüpheli, yapacakları eyleme dair tasarılarından istihbarat şube aracılığıyla haberdardı. Savcı, faillere müdahale edilmesiyle ilgili yetki ve sorumluluğu bulunan iki şüphelinin, yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyerek kasıtlı olarak ihmali davrandıkları ve cinayetin işlenmesini sağladıklarını savundu.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.