Rabia Çetin
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan eylemler çerçevesinde 25 Mart’ta Saraçhane’de düzenlenen mitinge katıldıkları gerekçesiyle miting alanında ve evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan 49 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 70. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu celse savunma yapan sanık öğrenciler, “Gözaltına alınırken de nezarethane de de kötü muameleye ve işkenceye, psikolojik şiddete maruz kaldık. Dört gün boyunca yemek vermediler. Bazı kız arkadaşlarımız gözaltında taciz edildi” dedi. Bazı öğrenciler de gözaltında ve tutukluluk sırasında yaşadıkları kötü muameleyi anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Duruşma salonunun kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle, duruşma İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda yapıldı. Sanıkların ve avukatlarının hazır olduğu duruşmayı aileler de takip etti; 49 sanık, “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiasıyla yargılanıyor. Bu dosya kapsamında gözaltına alınıp “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklanan 14 öğrenci ise farklı tarihlerde tahliye edilmişti.
Kimlik tespitinin ardından ilk savunmayı yapan sanıklardan Abdülbaki Tanrıverdi, eyleme ilk kez katıldığını belirterek şöyle konuştu: “Polis uyarıda bulunmadan bir anda gaz ve tazyikli su sıkmaya başladı. Kaçacak yer yoktu, izin de vermediler. Kanuna aykırı bir amaçla değil, barışçıl bir şekilde anayasal hakkımı kullanmak istedim.”
Bir diğer sanık da “Orada bulunmak benim için vicdani bir sorumluluktu. Kamu düzenini bozacak bir davranışta bulunmadım. Tamamen barışçıl bir şekilde eyleme katıldım” dedi.
“4 gün boyunca yemek verilmedi, ilaçlarımız engellendi”
Peş peşe savunma yapan üç öğrenci, gözaltı ve tutukluluk sürecinde maruz kaldıkları kötü muameleyi şöyle anlattı: “Valiliğin yasak kararını görmedik. Saraçhane mitingi bittikten sonra arkadaşlarımızı beklerken gözaltına alındık. Vatan Emniyet’te dört gün boyunca hijyenden yoksun şekilde tutulduk. Düzenli kullandığımız ilaçlar verilmedi. Cezaevinde psikolojik destek talep ettik ancak bir dakikalık görüşmelerle geçiştirildik. Hâlâ rüyalarımızda o kötü günleri görüyoruz.”
Bazı öğrenciler, yaşadıkları kötü muameleyi anlatırken ağladı.
“İş çıkışı evime giderken gözaltına alındım”
Bir sanık da eyleme katılmadığını, Karaköy’de çalıştığı iş yerinden mesai bitiminde çıkıp evine gittiği saatte eylem saatine denk geldiği gerekçesiyle gözaltına alındığını söyledi.
Gözaltına alındıktan sonra “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklanan sanıklardan Deniz Nurettin Oğuz hem gözaltında hem de cezaevinde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ne olduğunu anlamadan, ‘dur’ ihtarını duymadan gözaltına alındık. Vatan Emniyet’te hijyenden yoksun şekilde tutulduk. Düzenli kullanmam gereken ilaçlar ne emniyette ne cezaevinde verilmedi.”
“Gözaltında şiddet gördük”
Azad İzci isimli sanık, 25 Mart’ta Saraçhane’deki mitingden ayrıldıktan sonra evine dönerken gözaltına alındığını belirterek şunları söyledi: “Saraçhane’den ayrılırken, alanda olmadığımız bir yerde tramvaya binerken işkence, küfür, hakaret, insanlık dışı yöntemlerle gözaltına alındık. Polis aracı içinde şiddet gördük, yardım edilmedi. Öğrenciyim, derslerimden geri kaldım. Sedef hastasıyım, ilaçlarım verilmedi. Hukuka uygun olmayan bir şekilde yargılanıyoruz.”
Bir başka öğrenci de miting sırasında internet kesik olduğu için bir otel önünde arkadaşını beklerken yaşanan arbededen kaçmak isterken polise sığındığını, ancak bu sırada gözaltına alındığını söyledi.
Yargılananlardan bir CHP delege üyesi, mitingin olaysız bir şekilde sona erdiğini belirterek şunları anlattı: “Saraçhane’de eylem bittikten sonra herkes dağılırken polis aniden müdahale etti. Biber gazından kaçmak için İBB binasına girmeye çalışırken gözaltına alındım.”
“Gözümden vuruldum, gözaltında dört gün boyunca tedavi edilmedim”
Dosya kapsamında yargılanan 19 yaşındaki lise öğrencisi ise miting bittikten sonra polisin biber gazlı müdahalesinde gözünden vurulduğunu belirterek şunları söyledi: “Gözaltındayken Vatan Emniyet’te pis olaylar yaşandı. Gözümden vuruldum. Dört gün boyunca gözüm için yardım istedim ama izin verilmedi. Bazı kız arkadaşlarımızın tacize uğradığını duyduk. Kötü muameleye maruz kaldık.”
Aynı öğrenci, gözaltına alındıktan sonra “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 30 gün hapis yattığını söyledi.
“Hak, hukuk, adalet istedim diye 70 gün hapis yattım”
İstanbul Üniversitesi öğrencisi bir sanık ise şöyle konuştu: “Saraçhane mitingine Özgür Özel’in çağrısıyla değil, hak ve hukuk talebiyle gittim. CHP’li değilim. Adaylıktan ayrılırken polis uyarıda bulunmadı. Sabaha karşı evim basılarak gözaltına alındım. Bazı arkadaşlarımın vücudunda cop izleri gördüm. Dört gün boyunca aç bırakıldım, tuvalete çıkarılmadım. Psikolojik işkence gördüm. Hak, hukuk, adalet talep ettiğim için ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutuklandım ve 70 gün cezaevinde kaldım.”
“İşkence yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunulsun”
Salonda hazır bulunan sanıkların savunmalarının ardından duruşma avukatların savunmalarıyla devam etti. Salonun fiziki yetersizliği ve mikrofonların çalışmaması nedeniyle ismi öğrenilemeyen bir sanık müdafi gözaltına alınan tüm gençlerin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını söyledi.
Lise öğrencisinin avukatı Ozan Kayaoğlu da müvekkilinin gözünde 25 Mart’taki polis müdahalesinden kalma mermi izi olduğunu söyledi. Kayaoğlu, “Müvekkilimin gözünde o günden kalma mermi izi var. İşkence yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunulsun. Müvekkilim hâlâ travma yaşıyor. Bu dosyada tüm çocukların masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Hepsinin beraatini talep ediyorum” dedi.
“İlaç verilmedi, ölüm riski göze alındı”
Bir başka sanık müdafi, müvekkilinin ölümcül bir hastalığı olduğunu hatırlatarak gözaltında ilaçlarının verilmediğini belirtti: “Müvekkilim ilaçlarını almadığı takdirde ölebilirdi. Bu riske rağmen ilaçlar verilmedi. Gözaltına alınan gençlerde ağır işkence izleri vardı. Bu işkenceye dair suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu dosya, gösteri ve ifade özgürlüğünün ihlalidir. Üstelik birçok öğrenci evinde ya da toplu taşımada gözaltına alınmıştır.”
“İşkence yapan polisler tespit edilsin”
Bir sanık avukatı da Saraçhane protestolarının yaşandığı 19–31 Mart 2025 tarihleri arasında Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan tüm polislerin tespit edilip haklarında işkence ve kötü muamele suçlarından soruşturma açılmasını talep etti.
İstanbul’a gezmeye gelen öğrenciler de gözaltına alındı
Bir diğer avukat da Tekirdağ’da tıp fakültesinde okuyan iki öğrencinin sınav döneminden sonra İstanbul’a geldikleri sırada Saraçhane durağında gözaltına alındıklarını, eyleme katılmadıklarını söyledi: “Müvekkillerimin eylemle hiçbir ilgisi yok. Haklarında beraat kararı verilmesini talep ediyorum.”
“Vali, Özgür Özel ve Emniyet Müdürü dinlensin”
Bir başka avukat ise 25 Mart’taki Saraçhane eylemine ilişkin olarak İstanbul Valisi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in tanık olarak dinlenmesini talep etti. Bir diğer avukat da İstanbul Valisi ve İl Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, savunması alınmayan sanıkların bir sonraki celse hazır bulunmasına, tüm savunmaların tamamlanmasının ardından polislerin tespiti, işkence ve kötü muameleye dair suç duyurusunu, Özel, Çelik ve İstanbul Valisi'nin tanık olarak dinlenmesi taleplerini değerlendirilmesine karar verdi.
Talepler bir sonraki celse değerlendirilecek
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, savunması alınmayan sanıkların bir sonraki celse hazır bulunmasına, ayrıca tüm savunmaların tamamlanmasının ardından polislerin tespiti, işkence ve kötü muameleye dair suç duyurusu, İstanbul Valisi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in tanık olarak dinlenmesi taleplerinin değerlendirilmesine karar verdi.

