TATVAN - Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’ün, AKP’li eski Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin biri polis iki korumasını “tehdit ettiği” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Tatvan Adliyesi 1.Asliye Ceza mahkemesinde görüldü.
Yaklaşık beş saatlik gecikmeyle başlayan duruşmada tutuksuz yargılanan Sinan Aygül, kardeşi Ahmet Aygül ve avukatları Berrin Eker ile müşteki sıfatında bulunan Yücel Baysali duruşma salonunda hazır bulundu. Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin polis koruması Engin Kaplan ise Ankara adliyesinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmayı çok sayıda gazeteci takip etti.
Yapılan kimlik tespitlerinin ardından ilk söz Ahmet Aygül’e verildi. Aygül, “Herhangi bir tehditte bulunmadım. Müştekilerle herhangi bir husumetim yoktur. Daha önce karakolda verdiğim ifademde de söylediğim gibi tehdit eden kullanıcı olarak iddia edilen sosyal medya hesabı bana ait değildir, beraatimi talep ediyorum” dedi.
Sinan Aygül: Deliller toplanmadı, dosyamın peşine ben düştüm
Ahmet Aygül’ün ardından savunmasını yapan ve kollukta verdiği ifadeyi tekrar eden gazeteci Sinan Aygül ise savunmasında şunları söyledi:
“Ben davaya konu olan olaydan 4-5 ay önce kadar bu şahıslar tarafından organize bir saldırıya uğramıştım. İddiam da azmettiricilerinin belediye başkanı Mehmet Emin Geylani olduğu yönündeydi. Söz konusu şahısların tahliye edildikten hemen sonra belediye başkanı ile görünüyor olmaları bizim iddiamızı güçlendirecek bir husustu ve bu sebeple belediye ek binasına giderek belediye başkanı ile bana saldıran kişilerin yan yana göründüğü kamera kayıtlarını, o gün görevli olan bekçiden istedim. Bekçi de veremeyeceğini söyleyince tokalaşıp, ayrıldık. Özetle mahkemenin ve savcılığın bana yapılan saldırının delillerine ulaşamaması nedeniyle yine dosyanın peşine ben gazeteci olarak düştüm. Dolayısıyla bu dosyada suç yoktur, benim de suç kastim ve tehdit etme niyetim yoktur. Bu dava zorlama bir dava olmuştur ve iddianame çok özensiz hazırlanarak benim lehime olan deliller toplanmamıştır. Asla hakaret ve tehdit söz konusu değildir.” dedi.
Verilen ifadenin ardından mahkeme hakiminin sorduğu, “Sadece güvenlik kameralarına ait kayıtları almak için mi belediyeye gittiniz?” sorusunu Sinan Aygül şöyle yanıtladı: “Evet, ben sadece güvenlik kameralarının kayıtlarını almak için gittim. Hatta dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar müdürünü de arayarak bu kamera kayıtlarını istedim. Bunun için ikisinin de mahkeme huzurunda dinlenmesini talep ediyorum.”
Savunmaların ardından söz alan Avukat Berrin Eker ise “Bahsi edildiği gibi bir tehdit söz konusu değildir. Müvekkillerimin de ifade ettiği gibi söz konusu görüntüleri kendi dosyalarının lehine olacaklarını düşündükleri için kamera kayıtlarını belediye binası bekçisinden talep etmişlerdir. Bu dosya tüm delillerle değerlendirildiğinde iddia edilen suçun unsurlarının oluşmadığı görülecektir. Bu nedenlerle müvekkillerimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum” dedi.
‘Bizi öldürmeye geldiklerini polis arkadaşlarımdan öğrendim’
Savunmaların ardından söz hakkı verilen eski belediye başkanının hem akrabası hem de koruması olan Yücel Baysali, “Bunlar bizi hem sosyal medyadan hem telefonlar üzerinden tehdit ettiler. Hatta PKK’sından tutun da KCK’sına kadar tüm ailem tehdit edildi” dedi.
Yücel Baysali’nin ardından konuşan polis olan koruma Engin Kaplan, “Olay günü organize bir şekilde bize saldırmak için belediyeye gelmişlerdi. Belediye bekçisi durumu anlayınca önce 155 aracılığıyla polis haber merkezine ardından belediyedeki amirlerine durumu bildirmişti. Ben de zaten polis arkadaşlarımın bana verdiği bilgi üzerine haberdar oldum, şikayetçiyim” diye ifade verdi.
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, Sinan Aygül’ün tanık olarak dinlenmesini talep ettiği dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar müdürünün dinlenmesinin dosya ile ilgisi olmadığı gerekçesiyle reddine, dosyadaki tüm eksik hususların tamamlanmasına bu nedenle davanın 12 Aralık 2024 günü saat 10:00’a bırakılmasına karar verdi.
