DENİZ TEKİN
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi'nin cinayeti davasında yargılanan üç polis hakkında “suçun sabit olmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildi. Duruşmadan bir gazeteci, “fotoğraf çektiği” iddiasıyla salondan polislerce sürüklenerek çıkarıldı.
Tahir Elçi'nin, Dört Ayaklı Minare önünde Sur ilçesinde yaşanan çatışmaların son bulması için açıklama yaparken öldürülmesine ilişkin davasının 11. duruşması, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşma öncesinde adliye ve duruşma salonu çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Duruşmaya Elçi’nin eşi Türkan Elçi, kardeşleri Ömer Elçi ve Mehmet Elçi ile avukatları katıldı.
Tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi Hatay’dan, Fuat Tan Elazığ’dan ve Sinan Tabur ise Malatya’dan avukatlarıyla birlikte Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşmayı sivil polislerin de izlediği görüldü.
Duruşmaya Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Mahsun Batı, çeşitli baro başkanları, Hafıza Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır yöneticileri, DEM ve CHP milletvekilleri ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak Küçük katıldı. Yoğun katılım nedeniyle birçok avukat duruşmayı ayakta izlemek zorunda kaldı.
İddia makamı, "Elçi'nin kim tarafından vurulduğunun tespit edilemediği" gerekçesiyle sanık polisler hakkında beraat talep etti. Türkan Elçi, bu görüşe karşı bir diyeceği olmadığını belirtti. Mehmet Elçi, mahkeme heyetinin olayı çözmek için çaba göstermediğini söyledi.
Eren: Mahkeme cinayetin aydınlatılması konusunda bir cesaret göstermedi
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşmada 600 avukatın yetki belgesiyle katıldığını belirterek, soruşturmanın etkin yürütülmediğini ve taleplerinin reddedildiğini ifade etti. Eren, “Herkes bu cinayeti canlı yayında izledi. Hepimiz bu cinayetin tanığınız. Herkesin bildiğini herkesten saklayan bir güç var. Bu dava bir politika davadır. Cinayeti devlet de gördü, yargı da gördü. Mahkeme dosyanın aydınlatılması konusunda bir cesaret göstermedi” dedi.
‘Elçi cinayetini aydınlatmaması için ellerinden geleni yaptılar’
Elçi ailesi avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, savcılığın getirdiği tanıkların baskı altında ifade verdiklerini hatırlatarak, cinayetin üstünün örtülmeye çalışıldığını belirtti. Cengiz, “Bu cinayetinin üstünü örtmek, örtbas etmek için ellerinden geleni yaptılar. Tahir Elçi cinayeti aydınlatılmaması için bu soruşturmada yer alan herkes ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Olay yerine gören 3 kamera var onlar da çalışmıyor. Bu cinayetin delilleri kararlı bir alan savunmasıyla yok edilmiştir” dedi.
Avukat Gamze Yalçın, mahkemenin cinayeti aydınlatacak iradeye sahip olmadığını söyledi. Elçi’nin vurulduğu alanda delillerin numaralandırılarak toplanması durumunda faillerin bulunabileceğine işaret eden Yalçın, olay yeri incelemesi yapılmaması ve delillerin toplanmaması nedeniyle delillerin kaybolduğunu söyledi. Yalçın, “Delillerin toplanmadan savcının esas hakkındaki mütalaasını sunması hukuka aykırıdır. Bugün bu davada verilecek karar adaleti temsil edecek bir karar olmayacak” diye konuştu.
Avukat Benan Molu ise hayatını cezasızlıkla mücadeleye adayan Tahir Elçi cinayeti dosyasının cezasızlıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Avukat Tuğçe Duygu Köksal ise istihbaratçı polisler hakkında yaptıkları suç duyurusuyla ilgili iki yıldır işlem yapılmadığını hatırlatarak, bu soruşturmanın sonuçlansaydı davanın esasına etki edecek önemli deliller ortaya çıkabileceğini belirtti.
Elçi’nin yeğeni avukat Berfin Elçi, “Adili bir yargılanma olmadığı için sizden bir şey talep etmiyoruz. Tahir Elçi’nin dik duruşunu devam ettireceğiz” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Bu dosyada sanık olarak kişiler tanık olarak dinlendi. Bunların şüpheli olarak ifadelerinin alınması için Elçi ailesinin avukatları yıllarca mücadele etti” dedi. Avukat Mehmet Emin Aktar, şunları söyledi: “Başından beri Tahir Elçi cinayeti dosyası aydınlatılmak istenmedi. Tahir Elçi cinayetiyle ilgili yapılan paylaşımlarla ilgili terör örgütü yaftası koyan savcılar bu cinayeti soruşturamaz. Elçi’nin hayatını kaybettiği gün olay mahallinde çatışma süsü verilerek keşif yapmamız engellendi. Hiçbir soruşturma yapmayan savcılık kuşkudan sanık yararlanır diyerek beraatlarını istiyor.”
Duruşmada gazeteci gözaltına alındı
Duruşmada farklı illerin baro başkanları söz alarak, davada deliller toplanmadan savcının mütalaa açıklamasının hukuka aykırı olduğunu, davanın bu şartlarda karara çıkmasının cezasızlık örneği olacağını, ancak adalet yerini bulana kadar mücadele edeceklerini söylediler.
Ardından avukatlar mahkemeyi alkışlarla protesto ederek salonda ayrıldı. Duruşma sırasında telefonla görüntü çektiği iddia edilen Evrensel Gazetesi muhabiri Dilan Temiz, mahkeme başkanının talimatı üzerine gözaltına alındı. Temiz polislerce duruşma salonundan sürüklenerek çıkarıldı. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu duruma tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı, salondaki polislere talimat vererek Tanrıkulu’nun zorla salondan çıkarılması talimatını verdi. Tanrıkulu salondan ayrılmayacağını söyledi. Mahkeme başkanıyla yapılan müzekkerelerin ardından gözaltına alınan Dilan Temiz salona getirildi. Kimlik tespiti yapıldı ve telefonuna el konulduğu tutanağa geçirildi. Hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunulduğu tutanağa geçirildikten sonra Temiz serbest bırakıldı.
Üç polis hakkında beraat kararı verildi
Gerginliğin bitmesi ardından duruşma kaldığı yerden devam etti. Esas hakkındaki görüşe karşı söz verilen sanık polisler Sinan Tabur, Fuat Tan, Mesut Sevgi son sözlerinde beraatlerini istediler.
Mahkeme, Elçi cinayeti davasında tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur'un üzerlerine atılı “taksirle ölüme neden olma” suçunun sabit olmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
Mahkeme heyetini yargılama boyunca gösterdiği tutumu protesto eden avukatlar ise Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamanın ardından avukatlar Tahir Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minarenin önüne kadar yürüdü.