Duruşma Haberleri

Tanıklar, gazetecilerin darp edilerek gözaltına alındığını anlattı

Tanıklar, gazetecilerin darp edilerek gözaltına alındığını anlattı

HAYRİ DEMİR

Meslektaşlarının tutuklanmasını protesto etmek için Ankara’da yapılmak istenen basın açıklamasına katılacakken gözaltına alınan üç gazeteci hakkında açılan davada dinlenen tanıklar, gazetecilerin gözaltına alınırken gördüğü işkenceyi anlattı.

Diyarbakır’da 2022 yılının Haziran ayında gazetecilerin tutuklanması üzerine, basına yönelik baskıları protesto etmek ve meslektaşlarıyla dayanışmak isterken işkenceyle gözaltına alınan ve haklarında “polise kendilerini darp ettirdikleri” iddiasıyla, ‘2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ten dava açılan gazeteciler Sibel Yükler, Deniz Nazlım ve Yıldız Tar yargılanmasına, Ankara 71. Asliye Ceza Mahkemesi’nde edildi.

Gazetecilerin savunmanlığını MLSA üstlendiği duruşmaya avukatlar Muhammet Ünsal ve Gulan Çağın Kaleli Koçer katıldı. Duruşmaya gözaltı anına tanıklık eden gazeteciler Hüseyin Aykol, Eren Güven ve DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu de tanık olarak dinlenmek üzere katıldı.

Duruşmada dosyaya gelen evrakların ardından DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu dinlendi.

‘Polisler süpür süpür, diyerek gazetecileri uzaklaştırdı’

Dedeoğlu, basın açıklamasının gazeteci tutuklamalarını protesto etmek amacıyla yapmak istediklerini ve bu konuda Ankara Valiliği’ne de sözlü bildirimde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti:

“O dönemde yoğun gazeteci tutuklaması olunca bunu protesto etmek için basın açıklaması yapmak istedik. Valiliğin de izin verdiği bir bölge olarak Ulus Meydanı’na açıklama yapmak istedik. Bunu sözlü olarak da bildirdik. O gün oraya gittiğimizde polisin yoğun güvenlik önemli vardı. Bir emniyet amiri ‘bugün size izin vermeyeceğiz’ dedi. Öncesindeki bir basın açıklamasını gerekçe göstererek, bu durum bildirildi. Açıklama yapmamıza izin verilmeden, polis bizleri oradan uzaklaştırmaya başladı. Bu sırada polislerin kadın-erkek herkesi gözaltına almaya başladıklarını ve yargılanan gazetecilerin polislerce darp edildiklerini gördüm. Gözaltına alınan gazeteciler, basın açıklamasını takip etmek isteyen gazetecilerdi. Henüz herhangi bir toplanma olmadan, polisler gözaltı yapmaya başladı. Polisler ‘süpür süpür’ diyerek, gazetecileri alandan uzaklaştırdı.”

‘Gazeteciler kötü muameleye maruz kalarak gözaltına alındı’

Tanık olarak dinlenen gazeteci Hüseyin Aykol da basın açıklamasına katılmak için Ulus Meydanı’na gittiğini ancak, henüz açıklama yerine ulaşmadan gazetecilerin polislerin kötü muamelesiyle gözaltına alındığı tanık olduğunu belirtti.

Aykol, polislerin dağılma yönünde gazetecilere dönük herhangi bir uyarısının da olmadığını söyledi.

Son olarak dinlenen gazeteci Eren Güven şunları anlattı:  “Gözaltı anında ben de oradaydım. Amaçlanan tutuklu gazeteciler için bir basın açıklaması yapılmasıydı. Tutuklu gazeteciler arasında daha önce birlikte çalıştığım meslektaşlarım da vardı. Bu nedenle açıklamaya katılmak istedim. Ancak, basın açıklaması için henüz toplanılmadan gazeteciler gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazetecilerin kötü muameleye maruz kalırken ki çığlıklarını duydum. Benim de kameram kırıldı. Dağılma yönünde herhangi bir anons da yapılmadı kaldı ki açıklamanın yapılacağı alana da henüz tam ulaşamamıştık. Deniz Nazlım benim yanımdaydı. Deniz hırpalanarak gözaltına alınmasına tanıklık ettim. Diğer gözaltına alınan gazetecilerin çığlıklarını duydum.”

İddia makamı DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu’na, “Siz tertip ettiniz diye soruyorum. Yazılı bildirim yapmaya neden ihtiyaç duymadınız?” sorusunu yöneltti.

Valilik, ‘herhangi bir yasak yoktu’ bildirimi yaptı

Savcının sorusuna Dedeoğlu, “Birçok kez sendika olarak basın açıklaması yaparız. Bu açıklamalarda da yazılı bildirimde bulunmuyoruz, sadece sözlü olarak bildirimde bulunuyoruz. Açıklamada sendikalar masasından görevli polislerin olması gerekirdi, bu polisler olmadığı gibi bu olayda alanda yoğunluklu TEM polisleri vardı. Gözaltı anındaki şiddetin kaynağı da bundan kaynaklanıyor” yanıtını verdi.

Beyanda bulunan Avukat Muhammet Ünsal, “Sendikanın sosyal medyasından bildirim yapılması aynı zamanda bir bildirimdir. Celse arasında valilikten gelen yazıda, açıklamaya dair bir yasaklamanın olmadığı aktarılmıştır. Bu anlamda hukuka aykırı bir toplantıdan bahsedilemez. Mevcut delillerden atılı suçlamanın oluşmadığı ortadadır” şeklinde konuştu.

Avukat Gulan Çağın Kaleli Koçer de, “Olay günü müvekkiller gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldıklarını bildirdiler. Ancak, soruşturma makamı bu konuda herhangi bir işlem yapmadı. İşlem yapılmadığı gibi kolluk görevlileri hakkında bizim suç duyurusunda bulunmazdan dört ay sonra iddianame hazırlanarak, dava açıldı. Suç duyurusunda bulundukları için müvekkillerin aleyhinde bu dava açılmıştır” dedi.

Duruşma, olay gününe ait görüntülerin istenilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerenin beklenmesi kararıyla 19 Eylül gününe ertelendi. 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.