Duruşma Haberleri

Telifli haberler nedeniyle yargılanan gazetecilerin ilk duruşması görüldü

Telifli haberler nedeniyle yargılanan gazetecilerin ilk duruşması görüldü

 

  • Almanya’da yayımlanan iki ayrı yayına yaptıkları haberler karşılığında aldıkları telif ücretleri nedeniyle “örgüte yardım” iddiasıyla suçlanan gazeteciler hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü.
  • Gazeteciler gözaltı sırasında işkence gördüklerini söyledi. Mahkeme adli kontrolleri kaldırdı, dosya esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için savcılığa gönderildi

MLSA - Gazeteci Erdoğan Alayumat, Tuğçe Yılmaz, Suzan Demir, Gülcan Dereli, Kemal Taylan Abatan, çevirmen Serap Güneş ve sosyolog Berfin Atlı’nın, Almanya’da mukim Yeni Özgür Politika gazetesi ile gazetenin kültür‑sanat eki PolitikArt’a yaptıkları telifli haberler nedeniyle “örgüte yardım” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma planlanan saatten geç başladı ve iki saatten fazla sürdü.

Sanıklar, yaptıkları haber ve çeviriler karşılığında aldıkları telif ücretleri ile sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek yargılanıyor. Hakim, iddianameyi özetleyerek davanın MASAK raporu ve sosyal medya içeriklerine dayandığını söyledi.

Sanıklardan sosyolog Berfin Atlı, savunmasına çok şaşkın olduğunu belirterek başladı. Serbest olarak birçok kuruma telifli yazı gönderdiğini söyleyen Atlı, “777 Euro telif aldığım için yargılanıyorum. Bu, İstanbul’da tek bir kadının kirasını bile karşılamayan bir meblağ. Zaten yeterli olmadığı için bu yayına yazmayı bıraktım,” dedi.

“Yaptığım haber nedeniyle yargılanıyorum”

Gazeteci Erdoğan Alayumat, yıllardır gazeteciliğinin kriminalize edildiğini söyledi. “Yaptığım bir haber karşılığında aldığım telif nedeniyle yargılanıyorum. Ancak örgütsel bir bağlantı yok,” diyerek suçlamaları reddetti. Alayumat, sosyal medya paylaşımlarının da dava konusu yapıldığını hatırlatarak, “Bu bir gazetecilik yargılaması. Eğer haber yapmak ve telif almak suç sayılıyorsa, kimse gazetecilik yapamaz. Ben işimi bedava mı yapayım?” dedi.

“Telif almak suç değildir”

Gazeteci Gülcan Dereli, serbest gazeteci olduğunu ve pek çok kuruma telifli haber gönderdiğini söyledi. “Haber yapmak, telif almak suç değildir. Bu da suç değildir,” dedi. Mahkeme, Dereli’ye Yeni Özgür Politika’ya haber yaptığına dair tanık ifadesini sordu. Dereli ise, “Sadece Özgür Politika’ya değil, birçok yere haber yapıyorum. Tanık ifadesini kabul etmiyorum. Haberi, yayınlamayı kabul eden ve telifini ödeyen mecralar yayımlıyor,” diye yanıt verdi. 

Kemal Taylan Abatan, yaptığı haberler ve yazılar karşılığında telif aldığını, bu gelirle geçimini sağladığını belirtti. Suçlamaları reddederek beraatini talep etti.

“Çeviri yaptım, suç işlemedim”

Çevirmen Serap Güneş, telif karşılığı çeviri yaptığını söyledi. Tanık beyanını ve iddianamedeki suçlamaları kabul etmediğini ifade etti. 

Suzan Demir, 2008 yılından bu yana sinema eleştirileri yazdığını, gazeteci olduğunu ve suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

“Bu dava ile bize 'sadece AA’da çalışabilirsin' deniyor”

Tuğçe Yılmaz, savunmasında gazetecilerin maaş durumuna dikkat çekerek, “Buradaki gazeteciler 30-40 bin TL maaş alıyor. Bizim geçinebilmemiz için telifli haber yapmamız gerekiyor,” dedi. Gözaltı sürecinde işkenceye maruz kaldıklarını ve şiddetin halen sürdüğünü söyleyen Yılmaz, “Kendini feshetmiş bir örgüte üye olmakla yargılanıyorum, bu ironiyi de belirtmek isterim. Bu dava ile bize ‘sadece Anadolu Ajansı’nda çalışabilirsin’ deniyor,” diyerek suçlamaları reddetti.

Açık tanık: İçerikleri bilmiyorum

Duruşmada açık tanık Büşra Özer dinlendi. Özer, Gülcan Dereli’yi eski erkek arkadaşının arkadaşı olarak tanıdığını, Dereli’nin Yeni Özgür Politika’ya yazdığını bildiğini, ancak içerik hakkında bilgisi olmadığını söyledi. 

Duruşma sanık avukatlarının beyanlarıyla devam etti. Avukatlar, dosyada sunulan delillerin hukuki olmadığını, iddianamenin suç unsuru taşımadığını belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay içtihatlarına atıf yaptı.

Av. Batıkan Erkoç: “Suç yoksa yargılama neden var?”

Erdoğan Alayumat’ın avukatı, MLSA Hukuk Birimi’nden Hazal Sümeli, müvekkilinin ulusal ve uluslararası ajanslara haber yapan, ödüllü bir gazeteci olduğunu söyledi. “Müvekkilimizin aldığı telif ücretleri örgüt üyeliğine delil sayılıyor. Ancak, bu ödemeler, dönemin asgari ücretine denk geliyor; 15 ay boyunca telif alan müvekkilim, bu gelirle hayatını sürdürmüştür. Müvekkilim yalnızca gazetecilik yapmış, yaptığı haberler karşılığında telif almıştır. Bu durumda örgüte yardım yoktur. Çünkü örgüte yardım gönüllü olmalıdır. Müvekkilim yalnızca yaptığı işin karşılığını almıştır. Ayrıca söz konusu örgüt kendini feshetmiştir,” dedi. 

MLSA Hukuk Birimi’nden avukat Batıkan Erkoç ise “Buradaki kişiler, Almanya merkezli Yeni Özgür Politika gazetesine yaptıkları haberler karşılığında aldıkları telif nedeniyle yargılanıyor. Eğer iddia, terör örgütüne müzahir bir yapıdan para almaksa, burada suç yok,” dedi.

Erkoç, iddianamede suç sayılan haber içeriklerine yer verilmediğine dikkat çekerek, “O zaman suç nerede?” diye sordu. Erkoç, “Terör örgütünün en temel niteliklerinden biri gizliliktir. Terör örgütü Ziraat Bankası üzerinden mi ödeme yapar? O zaman Ziraat Bankası da komisyon aldığı için bu davaya dahil edilmeli,” dedi.

Av. Deniz Yazgan: “İmza kontrolü artık işkenceye dönüştü”

Tuğçe Yılmaz’ın avukatı Deniz Yazgan, MASAK raporunun delil olamayacağını belirtti. “Müvekkilim ‘Neden Eskişehir’e götürüldüğümüzü bilmiyoruz’ dedi. Biz de neden arkalarından Eskişehir’e gittiğimizi bilmiyoruz,” diyen Yazgan, gözaltı sürecinde avukatlara bilgi verilmediğini ve her seferinde ‘sözlü talimat’ denilerek keyfi bir gizlilik uygulandığını söyledi.

Yazgan, İstanbul’dan Eskişehir’e sekiz saat boyunca plastik kelepçeyle götürülmenin açık bir işkence olduğunu vurguladı. Ayrıca imza şartı içeren adli kontrolün uzun süredir devam ettiğini, artık işkenceye dönüştüğünü ifade etti. “İmza uygulamasında artık parmak izine geçilmiş. Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) çalışanlara duyurulur,” diyerek bu uygulamanın hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Mahkeme adli kontrolleri kaldırdı, dosya savcılığa gönderildi

Savcı, adli kontrollerin kaldırılması konusunda takdiri mahkemeye bıraktı. Mahkeme sanıklar hakkında uygulanan imza şartlı adli kontrolün kaldırılmasına, sanıklardan alınan dijital materyallerin akıbetinin sorulmasına, mevcut delil durumu ve savunmalar dikkate alınarak tanık dinlenmesinden vazgeçilmesine, dosyanın esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderilmesine karar verdi.

Sanıkların savunmaları alındığı için duruşmalardan vareste tutulmasına da hükmedildi. Duruşma 17 Şubat 2026 tarihine ertelendi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.