Van’da iki yurttaşın kolluk kuvvetlerince işkence görmesini haberleştiren dördü tutuklu beş gazeteci hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla hazırlanan iddianame kabul edildi. Gazetecilerin ilk duruşması 2 Nisan 2021 tarihinde Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Van’ın Çatak ilçesinde Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atılarak işkenceye uğramasının haberleştirilmesinin ardından 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ve tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Sanıkların gazeteci olduğuna dair pek çok delilin bulunduğu iddianamede gazetecilerin çalıştığı kurumların örgütten talimat alarak “devlet ve kurumları aleyhine” haberler yaptığı iddia edildi. Gazeteciler tutuklandıktan 130 gün sonra Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede beş gazeteciye de “silahlı örgüt üyeliği” suçlaması yöneltildi. Tutuklu gazetecilerden Nazan Sala’nın “örgüt propagandası yapmak” suçu kapsamında da yargılanması talep edildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan gazete dağıtıcıları Ramazan Çınar, Ferdi Sertkal, Mikail Tunçdemir, Fehim Çetiner ve Şükran Erdem hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Basın kartları olup olmadığı İletişim Başkanlığına soruldu
Gazetecilerin haber kaynakları ile yaptıkları görüşmeler, el konan dijital materyallerinde bulunan görüntüler ve evlerinde bulunan yayınlar “örgüt üyeliği” suçlaması için delil olarak öne sürüldü. İddianamede gazetecilerin basın mensubu olduğuna dair pek çok delil öne sürüldüğü halde çalıştıkları kurumların örgüt talimatı ile haber yaptığı iddia edildi.
İddianamede ayrıca Van Cumhuriyet Başsavcılığının gazetecilerin sarı basın kartlarının olup olmadığına dair Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına yazı yazıldığı, gelen cevabın mahkemeye bilahare gönderileceği ifade edildi.
Spor ve magazin haberi yapmamak örgüt talimatı için delil
İddianamede Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam gazetesi ve Jinnews internet sitelerine yönelik kolluk tarafından düzenlenen açık kaynak araştırma raporlarına atıfta bulunularak bu basın organlarının KCK Basın Komitesi talimatları doğrultusunda faaliyet gösterdiği iddia edildi. Üç mecranın da ülke gündemindeki çeşitli olayları “silahlı terör örgütü lehine mübalağa ile ajite edip propaganda malzemesi yaparak devletin ve kurumlarının aleyhine” haberleştirdiği öne sürülürken, “normal şekilde spor, magazin veya doğa olaylarının basın komitesinin perspektifi doğrultusunda olmadığından haberleştirilmediği” tespiti yapıldı.Örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettiği iddia edilen bu basın organlarının internet siteleri hakkında “örgüt propagandası ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden içerikli yayın” yaptıkları gerekçesiyle pek çok erişim engeli kararı verildiği de iddianamede kaydedildi. Savcılık, mecraların internet sitelerine yönelik kapatma ve erişim engeli kararlarına ilişkin ilgili Sulh Ceza Hâkimliklerinden yazı istedi.
Yeni Yaşam gazetesine abone toplamak suç delili
Tutuklu gazetecilerden Nazan Sala’ya “örgüt propagandası yapmak” suçlaması da yöneltildi. Sala’nın 2015 ve 2016 yıllarında yaptığı dört adet sosyal medya paylaşımı propaganda suçu için delil olarak öne sürüldü. Gazetecinin retweet’lediği bir cenaze fotoğrafı ve “AKP Kürdistan'da dibe vurdu, bombaların patlatıldığı Diyarbakır'da AKP'nin aldığı oy oranı şimdi yüzde 15. Yani AKP sadece bir vekil çıkarabilir Amed'den” mesajıyla yaptığı bir paylaşım propaganda suçlaması için gerekçe oldu. Sala’nın Yeni Yaşam gazetesine abone olmak için başvuran kişilerin bilgilerini gazetenin Van’daki dağıtımından sorumlu Ferdi Sertkal’a iletmesi de iddianameye suç delili olarak girdi.
Haber kaynaklarıyla görüşmeler ve evde bulunan yayınlar suç delili
Gazeteci Adnan Bilen’e ait telefon konuşmalarının tape’lerinde haber yapmak için görüştüğü kaynaklarına kendisini Mezopotamya Haber Ajansında gazeteci olarak tanıttığının tespit edildiğini vurgulayan iddianamede, somut bir delil öne sürülmeksizin Bilen’in örgüt mensuplarının talimatlarıyla hareket ettiği ve örgütle organik bağı olduğu iddia edildi.Gazetecilerin evlerinde bulunan Azadiya Welat, Özgür Gündem, Yeni Yaşam gazetelerinin nüshaları ile Kürt Tarihi, Demokratik Modernite ve Jineoloji isimli dergilerin sayıları da delil olarak iddianameye girdi. Bu yayınların “PKK/KCK propagandası yaptığı” ve örgütün ideolojik altyapısını sağlamlaştırmak amacıyla kullanıldığı iddia edildi.Cemil Uğur’un evinde bulunan Bedirhan - Bir Cudi Söylencesi isimli kitap da suç delili olarak iddianameye girdi. İthaki Yayınları tarafından basılan kitapta “sözde Kürt ve Ermeni halkına soykırım yapıldığı şeklinde ibareler” yer aldığı kaydedildi.Şehriban Abi’nin evinde yapılan aramada Abi adına Jinnews tarafından düzenlenmiş 3 adet basın kartının bulunduğu kaydedildi. Abi’nin evinde el konan dijital materyallerde bulunan haber metinlerinin ve fotoğraflarının da örgüt ve örgüt mensuplarını övücü nitelikte olduğu öne sürüldü.
8 Mart hakkında “provokatif dille” bilgi aktarımı
Dosya kapsamında tutuksuz yargılanan gazeteci Zeynep Durgut’un 8 Mart günü Sterk TV canlı yayınına telefon ile bağlanması da aleyhine öne sürülen deliller arasında. Durgut’un canlı yayın bağlantısı sırasında kendini Jinnews muhabiri olarak tanıttığı fakat 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ülke çapında düzenlenen etkinliklere dair “provokatif bir dille” bilgi aktardığı ifade edildi. Gazeteci Durgun bu soruşturma kapsamında 17 Aralık 2020 tarihinde haber takibi sırasında Cizre’de gözaltına alınmış, dört günlük gözaltının ardından serbest bırakılmıştı. İddianamede “örgüt üyeliği” suçlaması için öne sürülen delillerden biri de Durgut’un gözaltına alındığı sırada el konan dijital materyallerinde Abdullah Öcalan lehine slogan atılan bir video bulunmuş olması.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.