DENİZ TEKİN
Belgesel çekmek için geldikleri Diyarbakır’da önce tutuklanan, ardından sınır dışı edilerek haklarında dava açılan Vice News muhabiri Jake Hanrahan ve kameraman Philip Pendlebury’ın yurtdışında alınan savunmaları dava dosyasına girdi. Gazeteciler haklarındaki suçlamaları reddederek, sadece gazetecilik faaliyeti nedeniyle Türkiye’ye geldiklerini söyledi. Pendlebury, savunmasında “Kameraman olarak yasayı çiğneyecek ne yaptığımı hala anlamış değilim” derken Hanrahan ise “Bu dava dışında, dünyanın hiç yerinde yaptığım işten dolayı suçlanmadım” dedi.
Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur gibi ilçelerinde yaşanan çatışmalara dair belgesel çekmek amacıyla 2015 yılında geldikleri Diyarbakır’da tutuklanan ve ardından sınır dışı edilen Vice News muhabirleri Philip John Pendlebury ve Jacob Phılıp Johngıngll Hanrahan hakkında açılan dava 2017 yılından beri devam ediyor. Gazetecilerin yargılandığı davaya bakan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı yıl gazetecilerin savunmalarının ikamet ettikleri İngiltere’deki mahkemelerce alınmasını istedi. Bürokratik sorunlar ve eksiklikler nedeniyle gazetecilerin savunmaları ancak 6 yıl sonra alınabildi ve İngilizce ifadelerin Türkçe tercümesi dava dosyasına girdi.
‘Haber yapmak için Türkiye’ye geldim’
Muhabir Jacob Phılıp Johngıngll Hanrahan ifadesinde mahkemenin sorduğu 11 soruya cevap verdi. Mesleği ne olduğu ve ne amaçla Türkiye’ye geldiği dair soruya Hanrahan, gazeteci ve belgesel yönetmeni olduğunu belirterek, “ Bir gazeteci olarak Vice News'te yayınlanacak bir belgesel için sahadaki durumu haber yapmak için Türkiye’ye geldim. Bölgede yaşayan insanlarla tanışmak, onlara son olaylar hakkında ne hissettiklerini ve günlük hayatlarının nasıl etkilendiğini sormak istedik. Bunu yapmak için çatışmanın kalbine gitmemiz ve sokaklardan çekim yapmamız, yerel halkla ve bu çatışmanın ana aktörleriyle röportajlar yapmamız gerekiyordu. Bu standart bir gazetecilik uygulamasıdır” dedi.
‘Haber yapmak için Türkiye’ye geldim’
Muhabir Jacob Phılıp Johngıngll Hanrahan ifadesinde mahkemenin sorduğu 11 soruya cevap verdi. Mesleği ne olduğu ve ne amaçla Türkiye’ye geldiği dair soruya Hanrahan, gazeteci ve belgesel yönetmeni olduğunu belirterek, “ Bir gazeteci olarak Vice News'te yayınlanacak bir belgesel için sahadaki durumu haber yapmak için Türkiye’ye geldim. Bölgede yaşayan insanlarla tanışmak, onlara son olaylar hakkında ne hissettiklerini ve günlük hayatlarının nasıl etkilendiğini sormak istedik. Bunu yapmak için çatışmanın kalbine gitmemiz ve sokaklardan çekim yapmamız, yerel halkla ve bu çatışmanın ana aktörleriyle röportajlar yapmamız gerekiyordu. Bu standart bir gazetecilik uygulamasıdır” dedi.
‘Zafer işareti Winston Churchill tarafından ölümsüzleştirildi’
Gözaltına alındığında üstünde bulunan Türk lirası ve dövizi hangi amaçla bulundurduğunu, bu parayı PKK üyelerine verip vermediği şeklindeki soruya Hanrahan, bu paranın yol, konaklama ve yemek masrafları karşılaması için Vice News tarafından kendisine gönderildiğini, iş gezisinde bu parayı bulundurmanın doğal olduğunu söyledi. Polisin el koyduğu not defterinde yer alan zafer işaretini çizmesindeki amacın ne olduğuna dair soruya ise Hanrahan, defter ve içindeki notlar ve çizimleri mesleki faaliyeti kapsamında tuttuğunu söyledi. Hanrahan, “Zafer işaretine gelince, gezimizde bu işaretin PKK üyeleri ve bazı kişiler tarafından kullanıldığını biliyorum. Ancak Mahkeme, bunun PKK için veya PKK tarafından yaratılmış bir işaret olmadığını da kabul edecektir. Benim ülkemde bu işaret, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Müttefik Kuvvetlerin Nazi Almanya'sına karşı yürüttüğü harekâtın bir parçası olarak Sir Winston Churchill tarafından ölümsüzleştirildi” diye belirtti.
İstinabe yazısında Hanrahan’dan cevaplanması istenen soruların listesi şöyle:
- Kendisinin ne iş yaptığı ve 2016 yılında Türkiye'de bulunma amacının ne olduğu,
- Kendisinin Hilton Otelinde konakladığı odada yapılan aramada poşet içerisine konulmuş vaziyette ele geçen toplamda 6.480-TL banknot, sırt çantasında bulunan 1.545-TL banknotu hangi amaçla bulundurduğu, bu paralardan daha önce PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarına verip vermediği,
- Kendisinden ele geçirilen kırmızı renkli not defterinin incelenmesinde, Kürdistan, PKK, YPG, YDG-H ibarelerinin yer aldığı ve kalem ile PKK/KCK terör örgütü mensupları tarafından sıkça kullanılan zafer işaretinin çizildiği görülmekle, bu çizimleri kendisinin yapıp yapmadığı, kendisi yapmış ise bu ibarelerinin yazmış olmasının sebebinin ne olduğu,
- Yine aynı defter içerisinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H ve Cizre YDG-H içerisinde faaliyet yürüten şahısların ad-soyad ve telefon numaralarının not edildiği, PKK/KCK'nin tarihçesinin not alındığı, ölen örgüt mensuplarına ait bilgiler yer aldığı görülmekle, bu bilgileri hangi amaçla bulundurduğu,
- Kendisinden ele geçirilen Macbook dizüstü bilgisayarda yapılan incelemede, YDG-H isimli klasörde 7 kişiden oluşan PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının yüzü kapalı olarak fotoğraflarını hangi sebeple bulundurduğu,
- Kendisine ait IPhone 5c (A1507) model mobil telefonda yapılan incelemede gelen mesajlarda kendisine PKK/KCK silahlı terör örgütün kullandığı sıfatlar ile hitap edildiği ve örgüt mensubu bir kişi ile buluşacaklarının söylendiği görülmekle, bu şekilde terör örgütü mensupları ile buluşup buluşmadığı, buluşmuş ise amacının ne olduğu,
- Kendisine ait Vice_00122 seri numaralı Sandisk marka hafıza kartında yapılan incelemede görülen Diyarbakır ili Sur ilçesinde PKK/KCK silahlı terör örgütü üyelerinin yüzleri kapalı şekilde eylem yaptıkları anlara ait fotoğrafları bulundurma sebebinin ne olduğu,
- Kendisinin yanında bulunan diğer sanık Philip Pendlebury'den ele geçirilen hard disk ve hafıza kartı içerisinde sanığın PKK/KCK terör örgütü mensupları ile birlikte çatışma bölgesinde, üzerinde kurşun geçirmez yelek ve başlık ile fotoğrafının bulunduğu, yine örgüt mensubu olan ve yüzü kapalı haldeki kişiler ile konuşurken çekilmiş videoların bulunduğu görülmekle bunların amacının ne olduğu,
- Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde Jake HANHARAN olarak kayıtlı hesabın (https://twitter.com/Jake_Hanharan/media) kendisine ait olup olmadığı,
- Söz konusu hesap kendisine ait ise bu hesaptan 26.08.2015, 23.08.2015, 30.08.2015, 05.06.2015 ve 07.08.2015 tarihlerinde PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından ülkemizin çeşitli yerlerinde gerçekleştirilen silahlı ve bombalı eylemler ile ilgili paylaşımları yapma sebebinin ne olduğu,
- PKK/KCK silahlı terör örgütüne herhangi bir şekilde yardım etmediği.Kameramana ‘neden görüntü çektiği’ soruldu
‘Haber kaynaklarını not almak temel unsurlarından biridir’
Not defterinde örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğü iddia edilen kişilerin isim ve telefon bilgilerini hangi amaçladığı kaydettiğine ilişkin soruya Hanrahan, bu kişilerin örgüt üyesi değil haber kaynakları ve gazeteciler olduğu cevabını verdi. Hanrahan, haberi yapılan organizasyonun arka plan bilgileri ve haber kaynakları not etmenin gazeteciliğin temel unsurlarından biri olduğunu ifade etti. Telefonun bulunan mesajlarda “Hewal” (arkadaş) kelimesini kullanmasındaki amacının yöre halkıyla daha rahat iletişim kurmak olduğunu ifade etti. Hanrahan, “Kürtçe veya başka bir dilde kelimeler kullanarak terör örgütüne sempati gösterdiğimizi ima ediliyorsa, bunu kesinlikle reddediyorum” dedi. Hafıza kartlarında yer alan silahlı örgüt üyelerinin görüntülerini habercilik amacıyla çektiğini söyledi.
Mahkeme, ‘Neden çelik yelek, kask taktın’ diye sordu
Mahkemenin, röportaj yapılan örgüt üyeleriyle kurşungeçirmez yelek ve başlıkla fotoğraf ve görüntü çekmelerindeki amaçlarının ne olduğuna ilişkin sorusuna Hanrahan “Kurşungeçirmez yelekler ve baretler ile üzerinde ‘Press’ yazısı bulunan çelik yeleği, çatışma bölgelerindeki yüksek riskli durumlarda güvenliğimiz için giydik. Gazetecilerin bu tür durumlarda alması gereken önlemlerdir. Açık bir çatışma durumunda bu önlemleri almamak, sorumsuzluk olurdu” cevabını verdi.
‘Çekim ve tüm montajları yapmış olsaydık böyle sorular olmayacaktı’
Hanrahan, haklarında açılan davada aleyhlerindeki tek delilin çektiği görüntüler olduğunu ifade eden “Gerçekleri dengeli ve tarafsız bir şekilde haber yapmak için Türkiye'deydik. Çekimlerimizi ve tüm röportajlarımızı tamamlayıp, Vice News’teki meslektaşlarımızla bu görüntülerin kurgusunu yapabilseydik ortaya bağımsız ve tarafsız bir haber çıkacak ve böyle sorular olmayacaktı” dedi.
‘Bu davayla yüzleşmek zorunda kalmanın açısını çektim’
Dünyadaki çatışmalı birçok bölgede uzun yıllar boyunca gazetecilik yaptığını hatırlatan Hanrahan savunmasının devamında şunları söyledi: “Bu dava dışında hiçbir zaman bir terör örgütüne yardım etmekle suçlanmadım. Veya işimden dolayı suçlanmadım. Hakkımdaki suçlamaların ve iddianamenin dayanağı tamamen yanlış. Meslektaşlarımla birlikte Türkiye'deki yüksek güvenlikli hapishanede haftalarca süren adaletsizliğe ve bu davalarla yüzleşmek zorunda kalmanın acısını çektim. O zamanlar yapmaya çalıştığım tek şey gazetecilik mesleğimdi. Bırakın PKK'yı, hiçbir örgüte yardım etmeyi, destek olmak gibi bir niyetim asla olmadı. Eksik, redaksiyon sürecinden geçmemiş, hiçbir şekilde yayınlanmamış ham görüntülerden dolayı suçlanmak benim veya başkaları için saçma. Mahkemeden bana ve meslektaşlarıma yöneltilen tüm suçlamaları reddetmesini rica ediyorum.”
Pendlebury: Bu olayları kaydetmem, filme aldığım olayları desteklediğim anlamına gelmez
Mahkemenin hakkındaki suçlamalarla ilgili 3 soru sorduğu Phılıp John Pendlebury ise ifadesinde Vice News için kameraman olarak çalıştığını, Türkiye’ye gelmelerinin tek amacının bölgede yaşananlara dair belgesel çekmek olduğunu söyledi. Türkiye herhangi bir örgütle bir bağlantısının olmadığını ifade etti.
Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Pendlebury, savunmasında özetle şunları söyledi “İddianamede yer alan tüm fotoğraf ve video görüntüleri yalnızca haber amaçlı oluşturulmuştur. Bu, gözaltına alınmadan önce tanık olduğumuz olayların ham fotoğrafları ve görüntüleriydi. Olayları yalnızca bir gazeteci olarak gözlemlediğimi açıkça belirtmek isterim. Ve soru PKK'nın görüntüleri ve resimlerine yönelik olsa da, Türkiye'nin güneydoğusundaki çatışmalardan etkilenen Türkiye'deki diğer kişilere ait çok sayıda görüntü de vardı. Bu olayları kaydetmem, filme aldığım olayları desteklediğim anlamına gelmez. Benim işim Vice News için olayları kaydetmek. Mahkemeye ayrıca (hiçbir ülkede) sabıka kaydım olmadığını ve bu davaya kadar hiç cezai kovuşturmaya tabi tutulmadığımı da açıklamalıyım. Hala bir kameraman olarak yasayı çiğneyecek şekilde ne yaptığımı anlamış değilim. Ben sadece Vice News için işimi yapıyordum.”
Ne olmuştu?
Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur kentlerinde yaşanan olaylara ilişkin belgesel çekimi yapmak amacıyla Diyarbakır’a gelen Amerika merkezli yayın yapan Vice News’in muhabiri Jake Hanrahan ve kameraman Philip Pendlebury ile gazetecilere belgesel çekimleri sırasında yardımcı olan tercüman Mohammed İsmael Rasool ve rehberleri 28 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınmıştı. Haklarında yapılan ihbar gerekçe gösterilerek konakladıkları otele yapılan baskın ile gözaltına alınan İngiltere vatandaşı gazeteciler ve tercüman “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla tutuklanmış, rehber ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Adana F Tipi Cezaevine gönderilen gazeteciler, uluslararası kamuoyundaki tepkiler sonrasında 3 Eylül 2015 tarihinde serbest bırakılarak sınır dışı edilmişlerdi. Irak vatandaşı tercüman Mohammed İsmael Rasool ise 4 Ocak 2016 tarihinde görülen duruşmada tahliye edilmişti. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada sanıklara “örgüte bilerek isteyerek yardımda bulunmak suretiyle üye olmak,” “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna muhalefet” ve “örgüt propagandası yapmak,” suçlamaları yöneltiliyor. Sanıklar hakkında 15’er yıldan 67 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İstinabe yazısında kameraman Philip Pendlebury’e sorulması istenen sorular ise şöyle:
- Kendisinin ne iş yaptığı ve 2016 yılında Türkiye'de bulunma amacının ne olduğu,
- Hilton Oteli'nde konakladığı odada yapılan aramada harici depolama biriminde yapılan incelemede kendisinin de içerisinde olduğu PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarına ait görüntülerin, örgüt mensupları tarafından hazırlanan el yapımı patlayıcılarda kullanılan malzemeler ve hazırlanmış molotoflara ait resimlerin, gerçekleştirilen yasa dışı eylemlere ait video ve fotoğrafların, örgüt mensupları ile yapılan röportajların, örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın görüntülerinin, örgüte ait flamaların, örülen duvar ve kazılan hendeklere ait görüntülerin, el bombası ve uzun namlulu silahlara ilişkin resimlerin bulunduğu görülmekle, bunları bulundurma amacının ne olduğu,
- Kendisine ait lPhone A1529 model mobil telefonda yapılan incelemede 14.01.2015 tarihli görüntülerde PKK/KCK silahlı terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın posterlerinin bulunduğu toplantıya ilişkin fotoğrafın, PKK/KCK terör örgütü mensuplarının silahlı fotoğraflarının, ölü olarak yerde yatan örgüt mensubunun cenazesine ait fotoğrafın ve örgüt mensuplarına ait birçok fotoğrafın olduğu tespit edilmekle bulundurma acının ne olduğu.”