SİBEL YÜKLER
Kamuoyunda ‘8. Yargı Paketi’ anılan ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, AKP tarafından 16 Şubat’ta Meclis Başkanlığı sunulmuştu. 8. Yargı Paketi’nin görüşmesi Meclis Adalet Komisyonu’nda başlıyor.
AKP’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve Türk Ceza Kanunu'na (TCK) düzenlemeler getiren 8. Yargı Paketi, 43 maddeden oluşuyor. Kanun teklifine göre, Adalet Bakanlığı bünyesinde geçici bir süreliğine kurulan Tazminat Komisyonu, kalıcı hale getirilecek. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialarıyla ilgili manevi tazminat taleplerini de Tazminat Komisyonu karara bağlayacak.
Teklifte, en çarpıcı düzenlemelerden biri Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) eylül ayında iptal ettiği "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" fiiline ilişkin oldu. Yüksek Mahkeme, "Kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı” kararına varmıştı. İptal kararının gerekçesinde söz konusu fiil için, “Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olmaktadır” diyen Yüksek Mahkeme, ‘örgüt adına’ kavramının belirsizliğine dikkat çekmişti.
Ancak, yeni düzenlemede, “somut gerekçeler olmalı” denilen AYM kararı dikkate alınmadı. TCK'nın "silahlı örgüt" maddesini düzenleyen 314. maddesine yeni fıkra eklendi. Düzenlemeye göre, bu fiil artık müstakil bir suç sayılacak ve bu fiili gerçekleştiren kişi hem işlediği ‘suç’ hem de ‘örgüt adına suç işlediği’ gerekçesiyle ayrı ayrı cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek.
Teklifin bir diğer düzenlemesi de hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ile ilgili. Buna göre, HAGB iki yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm edilen sanıklar için uygulanacak, kararlarına itiraz yolu açılacak ve istinafa taşıyabilecek. Karar artık hükümle uygulanacak.
Teklife göre, bir günlük adli para cezasının alt sınırı 20 liradan 100 liraya, üst sınırı 100 liradan 500 liraya yükseltilecek. Bu düzenleme, 1 Haziran 2024'te yürürlüğe girecek.
8. Yargı Paketi’nde yer alan düzenlemelerin bazıları şöyle:
“Örgüt adına suç işleme” fiili müstakil suç
AYM’nin, 26 Eylül 2023'te, iptal ettiği Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220/6 maddesinde yer alan, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" fiili müstakil bir suç olarak düzenlenecek. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği iddia edilen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece “silahlı örgütler” hakkında uygulanacak. Örgüt adına suç işlediği iddia edilen kişi, hem işlenen suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürmünden ayrı ayrı cezalandırılacak.
TCK'nın, "devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" bakımından "silahlı örgüt" maddesini düzenleyen 314. maddesine de eklenen fıkrayla, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir" hükmü getirildi. Böylece, “Devlet güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar” bakımından, “silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği” iddia edilen kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yeni düzenleme
Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kapsamında, sanığa yüklenen suçtan dolayı yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalacak.
HAGB’ye karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları” göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecek. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesi gibi başka yükümlülükler yerine getirmesine karar verilebilecek. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı duracak.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkacak ve davanın düşmesine karar verilecek.
HAGB’ye istinaf yolu açıldı
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklayacak. Mahkeme, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilecek. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilecek.
HAGB kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek. Karar, ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecek. Karar ve hükümler, istinaf ve temyizde usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenecek.
HAGB kararı, özel bir sisteme kaydedilecek. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde kullanılabilecek.
AİHM ve AYM başvuruları da var: Tazminat Komisyonu karara bağlayacak
Teklifle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un adı "Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun" şeklinde değiştiriliyor.
Adalet Bakanlığı bünyesinde geçici bir süreliğine kurulan Tazminat Komisyonu, kalıcı hale gelecek. Komisyon, söz konusu tazminat talepleri dışında, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı durumlarda AYM’ye yapılan bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesi’nin başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle “kabul edilemezlik” kararı verilenler ile incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği gerekçesiyle “düşme kararı” verilenlerin belirlenen süre içinde müracaat etmesiyle bu dosyaları da inceleyecek.
10 Ekim 2023 tarihinden itibaren doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuruların, “iç hukuk yollarının tüketilmemiş olması” gerekçesine dayanan kabul edilemezlik kararları da tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenecek.
Adli para cezasında artış
Düzenlemeyle, TCK'nın 52. maddesindeki adli para cezaları da artırılacak. Buna göre, adli para cezalarında cezanın alt sınırı 2 bin 500 Türk lirası, üst sınırı 500 bin Türk lirası olacak. Ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak 500 Türk lirası esas alınacak.
İdari para cezalarına karşı başvuru üzerine sulh ceza hakimliklerince verilen kararların kesinlik sınırı, 3 bin Türk lirasından 15 bin Türk lirasına çıkarılacak.
Kaçak sanıklara hüküm yok
AYM, sorgusu yapılmayan “kaçak” sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesine izin veren düzenlemeyi de iptal etmişti. Yeni düzenleye göre, kaçak sanıklara mahkûmiyet kararının yanı sıra ceza verilmesine yer olmadığı kararı da verilemeyecek. Bu durumdaki bazı davalar zamanaşımına girebilir.
Konutu terk etmeme ‘ceza’ sayılacak
Düzenlemeyle, konutu terk etmemek gibi “özgürlüğü kısıtlayıcı” cezalar, verilen cezadan “tutukluluk” gibi mahsup edilecek. Konutu terk etmeme cezası alan kişi, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirse ya da açılan dava sonunda beraat ederse tazminat talep edebilecek.
Suçtan kaynaklanan, “mal varlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt, terörizmin finansmanı” gibi suçlamaların bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde kayyım atanmasına karar verildiğinde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanabilecek.
İstinaf istemi ve sürelerinde değişiklik
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklikle de istinaf istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde yapılabilecek.
Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurabilecek.
Başvurulara “hafta ve ay” düzenlemesi
Düzenlemeyle kanun yollarına başvuru süreleri tek tipleştirilecek ve bu sürelerin tebliğden itibaren başlamasına dair değişiklikler de yapılacak. İstinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru süreleri “iki hafta” veya “ay” olarak belirlenecek ve bu sürelerin kararın tebliğiyle başlayacağı kabul edilecek. Bu değişiklik de 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar bakımından geçerli olacağı kabul ediliyor.
Temyiz istemi ve süresi
Teklife göre temyiz istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde yapılacak. Temyiz eden, hükmün neden bozulmasını istediğini başvurusunda göstermek zorunda olacak. Cumhuriyet savcısı da temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtecek.
Değişiklikler, 1 Haziran 2024 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacak. Bu tarihten önce verilen kararlar hakkında da değişiklikten önceki hükümlerin uygulanması sürdürülecek.