Haberler

Yanardağ’ın tutuklanması, iktidarın yerel seçim önlemi!

Yanardağ’ın tutuklanması, iktidarın yerel seçim önlemi!

CANAN KAYA

TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamaları nedeniyle jet hızıyla gözaltına alınıp tutuklandı. Yanardağ’ın avukatları, 27 Haziran’dan bu yana cezaevinde olan gazetecinin tutukluğuna itiraz etti, ancak ‘kaçma şüphesi var’ denilerek bu itiraz reddedildi. RTÜK ise dün aldığı kararla TELE1’e 7 gün yayın durdurma ve yüzde 5 idari para cezası verdi.

Peki Yanardağ’ın tutuklanma ve TELE1’in hedef olma gerekçesi neydi?

Aslında TELE1, kurulduğu günden bu yana iktidarın hedefinde olan bir televizyon kanalı. RTÜK’ün en ağır cezaları verdiği, siyasilerin doğrudan hedef aldığı bir kanal konumundaydı hep. Ancak genel seçim hazırlıkları başladığı tarihten bu yana kanal üzerindeki baskının daha da arttığı görüldü. Ekranı defalarca karartıldı, hatta lisans iptali riskiyle karşı karşıya bile kaldı. Dolayısıyla iktidar Yanardağ’ı ve TELE1’i susturmak için adeta fırsat kolluyordu.

25 Haziran tarihine geldiğimizde, Merdan Yanardağ’ın TELE1’de bir hafta önce yaptığı bir konuşmanın 5 dakikalık kısmı sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. Yanardağ’ın Abdullah Öcalan le ilgili yaptığı açıklamaları içeren bu video, ilk olarak anonim hesaplar tarafından paylaşılsa da bir süre sonra ağırlıklı olarak İYİ Partili isimlerin hedef gösteren açıklamalarıyla yaygınlaştırıldı. Bir anda hedef haline gelen Merdan Yanardağ, ‘Abdullah Öcalan’ı ve terörü övmekle’ suçlandı. Kanala yapılan polis baskınıyla gözaltına alınıp bir gece nezarette bekletildikten sonra ertesi gün tutuklandı.

Delil nerede?

Yanardağ’ın, terör örgütü lideri Öcalan’ı övmekle suçlandığı yayında; Öcalan ile ilgili bir durum tespiti yaptığı, evrensel hukuk kurallarını insan hakları ve eşitlik ilkesi üzerinden hatırlattığı açıkça görülmesine rağmen, ısrarla ‘övgü’ yaptığı algısı oluşturulmaya çalışıldı. Ancak gazeteci, bu konuşmanın içeriğinde PKK’nın veya Öcalan’ın terör faaliyetlerinden bahsetmiyordu. Nitekim hazırlanan iddianamenin içeriğinde de programın tamamı yerine, bağlamından koparılıp sosyal medyaya servis edilen 5 dakikalık video konulmuştu. Yani yargı sistemimiz, sosyal medyada algı oluşturmak için hazırlanan bir videoyu delil olarak kabul etmişti.

 Ama hukuksuzluk burada bitmedi…

Gazetecinin avukatları, tutukluluk kararına esas ve usül yönünden itiraz etti. İstanbul 31’nci Asliye Ceza Mahkemesi ise ‘kaçma şüphesi var’ diyerek itirazı reddetti. İfadeye dahi çağrılmayıp, sahibi olduğu kanal basılarak gözaltına alınan, hedef olduğunu bildiği halde yayınlarına devam eden Yanardağ’ın kaçma şüphesinin olduğuna kanaat getirilmişti. Tam da alışık olduğumuz AKP bahanesi!

Peki ortada delil yok, tutukluluğa yapılan itirazın reddinin gerekçesi somut değil, üstüne kanalın ekranı da 7 gün karartılmış… Sizce bu ısrar neden?

Aslında hepimizin bildiği bir yanıtı var bu sorunun. Ama toplum o kadar alıştırıldı ki bazı şeylere, gazetecilerin tutuklanması ‘sıradan’ bir olaymış gibi karşılanıyor artık.

Merdan Yanardağ da TELE1 de genel seçim sürecindeki yayınlarıyla iktidarı fazlasıyla rahatsız etmiş, AKP’nin montaj videolar da dahil birçok skandalını ekranına taşımıştı. Ancak kanal, seçim sürecinde yalnızca AKP’nin değil, İYİ Parti’nin de hedefindeydi. İYİ Partili isimlerin Yanardağ’ın tutuklanmasına neden olan videoya yaptıkları yorumlarla gazeteciyi hedef haline getirmeleri de bunun kamuoyuna yansıyan kısmı oldu. Hatta İYİ Partili isimlerden Ömer Faruk Çabuk’un, Yanardağ’ın tutuklanma haberini sosyal medyada alıntılayıp “Sıra TELE’in kapatılmasında” yazması adeta itiraf niteliğindeydi.

Şimdi önümüzde bir yerel seçim süreci var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlere genel seçimlerden daha çok önem veriyor. Özellikle de İstanbul ve Ankara’yı geri almak istiyor. Seçim sürecinde de önünde bir ‘medya engeli' görmek istemiyor. Bu nedenle İYi Parti’nin yolladığı pası geri çevirmeyip Merdan Yanardağ’ı hapsederek susturma yolunu seçti. TELE1’i ise cezaya boğmaya devam edecek ve bu yolla yok etmeyi hedefleyecek. Ne acıdır ki bazı gazeteciler ve medya kurumları ise iktidarın kelepçesinin kendilerine doğrultulmayacağını düşünerek sessizliğini koruyor. Bugünlerin kaldırım taşlarını döşeyen de o suskunluktu zaten.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.