MLSA - Maden alanı yapmak için istimlak edilen Akbelen ormanlarını tahrip eden şirketin şikâyetiyle hakkında, ‘sansür yasası’ kapsamında soruşturma açılan gazeteci Zeynep Kuray ifadesinde, “Esas suçlu ormanı tahrip eden şirkettir” dedi.
Muğla'nın İkizköy Mahallesi'ne bağlı Akbelen mevkinde maden için istimlak edilen alandaki ormanın kesimine karşı çıkan köylülerin direnişini haber yapan gazeteci Zeynep Kuray hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma basın meslek örgütlerinin ‘sansür yasası’ olarak tanımladığı, iktidar ortakları AKP ve MHP’nin Meclis’ten geçirdiği ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ (TCK 217a) suçlamasıyla yürütülüyor.
Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği Kuray, soruşturma kapsamında bugün Taksim’de bir karakolda ifade verdi. Kuray’a MLSA Hukuk Birimi’nden avukat Emine Özhasar eşlik etti.
Kuray ifadesinde, “Akbelen ormanında yapılan maden ocakları sebebiyle doğa katliamı yapılıyor ve köylülerin ormanları tahrip ediliyordu. Ormanları tahrip eden şirket benden şikâyetçi olan şirkettir” diyerek savunmasına şöyle devam etti:
“Köylülerin bu olay sebebiyle darp edildiğini haberlerden gördüm ve gazeteci olduğum için köylülerin yaşadıklarını haber yapmak için Akbelen’e gittim. Benim tek amacım vardı köylülerin sesini duyurmak ve yapılan bu katliama karşı çıkmak. Bu orman katliamı hukuksuzdur. Attığım tweet’te de yapılan katliamı anlattım. Esas suçlu olan ormanı tahrip eden, benden şikâyetçi olan şirkettir. Haber yapmak benim işimdir. Suçlamayı kabul etmiyorum.”
Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Zeynep Kuray, Akbelen ormanlarını korumak amacıyla nöbet tutan çevrecilerin etrafının jandarma tarafından çevrildiğine ve bu durumu protesto eden bir gencin işkenceyle gözaltına alındığına dair yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma geçirdi.
Savcı, AİHM kararları ve anayasayı referans göstermişti
Gazeteci Kuray daha önce Akbelen ormanlarını korumak amacıyla nöbet tutan çevrecilerin etrafının jandarma tarafından çevrildiğine ve bu durumu protesto eden bir gencin işkenceyle gözaltına alındığına dair yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma geçirdi. Ancak, Milas Cumhuriyet Savcılığı, ‘sansür yasası’ kapsamında yürüttüğü soruşturmada, “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi. Savcılık kararında bu kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa’yı referans göstererek, “devlet yahut halkın bir bölümü için rahatsız edici, hoşa gitmeyen, kural dışı, endişe verici, fakat şiddet ve şiddet kışkırtıcılığı içermeyen nitelikteki, sözler de ifade hürriyeti kapsamında olduğunu” vurgulamıştı.
Akbelen ormanları direnişi hakkında
Muğla İkizköy halkı, Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine yakıt sağlayan linyit madeni sahasının genişletilmesi için yok edilmek istenen Akbelen ormanını, Ekim 2019’dan bu yana savunuyor.
Maden sahasının genişletilmesi için köylülere 2019'da gönderilen ihbarnamede topraklarını, projenin sahibi olan Limak Holding ve İçtaş'a satmaları istendi. Köylülerin çoğu bu teklifi kabul etmedi.
Köylüler 2019 ve 2020 arasında avukatların yardımıyla alınan karara itiraz etmek için idari başvurular yaptı, ancak köylüler peş peşe ret kararları verildi. Akbelen ormanları direnişi 2021 yılından itibaren nöbete dönüştü.
Bu süre boyunca şirket tarafından köylülerin suları kesildi, madende çalışan köylüler işsizlik baskısı gördü, nöbet alanlarına jandarma tarafından müdahale edildi.
Alanda ilk ağaç kesimi 17 Temmuz 2021 tarihinde başladı. Köylülerin kesime karşı gösterdikleri direniş Akbelen ormanları katliamını Türkiye’nin gündemine taşıdı. Temmuz ayının son günlerinde Ege ve Akdeniz bölgelerinde orman yangınları başladı ve 8 Ağustos’ta yangın gerekçe gösterilerek Akbelen ormanındaki 105 ağaç kesildi. Kesimi yapanların kullandığı elektrikli testerelerin üzerinde maden şirketi logosu olduğu görüldü.
İki gün sonra, 10 Ağustos 2021’de nöbet alanına giden yaklaşık 250 jandarma, direniş alanının boşaltılmasını istedi. Köylülerin toplantı için izin alınan alanı terk etmemesi üzerine güç kullanan jandarma köylüleri sürükleyerek alanın dışına çıkardı. Köylülere destek için bölgeye giden avukatlar da darp edildi.
