Duruşma Haberleri

1 Mayıs davası: 'Kaypakkaya sloganı attın mı?'

1 Mayıs davası: 'Kaypakkaya sloganı attın mı?'

EYLEM SONBAHAR

1 Mayıs'ta Saraçhane’de gözaltına alınan 17 kişinin yargılandığı davada, atılmayan sloganların iddianamede yazıldığına dikkat çekildi. İbrahim Kaypakkaya ile ilgili slogan atmanın suç olmadığı, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığına da değinilen dava 18 Ekim'e ertelendi.

İstanbul’daki 1 Mayıs'ta Saraçhane’den Taksim’e yürümek için alana girmek isterken polis müdahalesiyle gözaltına alınan 17 kişi hakkında "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama", "örgüt propagandası yapmak" ile "suçu ve suçluyu övmek" iddialarıyla açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

İbrahim Kaypakkaya silüetli Partizan flamaları gerekçe gösterilerek gözaltına alınan 17 kişiden altısı “örgüt propagandası” ve “2911 sayılı kanuna muhalefet” iddiasıyla tutuklanmıştı. Bir kişinin 4 Haziran'da tahliyesine karar veren mahkeme, 12 Temmuz 2024 tarihinde de diğer beş kişi hakkında adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı gerekçesiyle tahliye kararı vermişti.

Sanık ve avukatların hazır bulunduğu duruşma kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başladı. Savunmalar başlamadan önce avukatlar derhal beraat talebinde bulunmak istedi ancak mahkeme başkanı "Savunmalar başlıyor, bölmeyin" dedi.

Dağılın anonsu yapılmadığını belirten Ahmet Hazar Yüksel, "Polisler bize belli bir yasak kararı göstermedi, bekleyin dediler ve o bekletme sonunda hiçbir yasak kararı gösterilmeden gözaltına aldılar" diye konuştu.

Mahkeme başkanının slogan attın mı sorusunu Yüksel,  "Önderimiz İbrahim Kaypakkaya sloganını attım, bu sloganı atmak suç değildir" şeklinde yanıtladı

Atılmayan slogan iddianameye yazıldı

Savcılıkta verdiği ifadesini tekrar ettiğini söyleyen Caner Çelik, attığı sloganların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi. Çelik'in ardından konuşan Cihan Şahin de "Hiçbir uyarı yapılmadan işkence ile gözaltına alındık ve gözaltın sürecinde de işkence devam etti. Yasaları tanımıyoruz diye slogan atmadık, bu slogan tamamen polisin uydurmasıdır" dedi.

1 Mayıs ve birçok eylemde insanların İbrahim Kaypakkaya sloganlarıyla, flamalarıyla yürüdüğünü ifade eden İbrahim Hakkı Eren şöyle konuştu: "Kaypakkaya işkencede katledilmiştir. Adına onlarca türkü, şiir yazılmıştır. 1 Mayıs ne kadar meşruysa Kaypakkaya da o denli meşrudur."

Belgeselci olduğunu söyleyen Özgür Cihan Uçar da İbrahim Kaypakkaya'nın bir suçlu olmadığını, suçlu olmayan biri üzerinden kendilerine "suçu ve suçluyu övmek" iddiasının  yönetildiğini belirtti. Uçar, "2 ay 12 gün hapis yatmamı bu iddianame ile anlamlandıramıyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.

Bir kısım sanıkların avukatı Destina Yıldız, İbrahim Kaypakkaya'ya yönelik ayrı bir tutum söz konusu olduğuna dikkat çekti. Kaypakkaya anması ve sloganlarına ilişkin takipsizlik, beraat kararları verildiğini belirten Yıldız, kararları mahkemeye sundu. Emsal kararlara rağmen müvekkillerinin tutuklanmasının hukuki olarak hiçbir şekilde açıklanamayacağını da vurgulayan Yıldız, derhal beraat kararı verilmesini talep etti.

 ‘Kaçma şüphesi var dediniz ama ilk duruşmada tüm sanıklar burada’

İbrahim Hakkı Eren'in avukatı Şükrü Alpsoy, "Bize herhangi bir talebiniz var mı diye sormadan savunmalara geçtiniz. Bu konuda tavrınızın yanlış olduğunu ve daha en başından yargılamanın hukuksuzlukla başladığını belirtmek istiyorum" sözleriyle konuşmasına başladı.

Mahkemelerin bağımsız olduğunu, derhal ibaresinin emir olarak algılandığını söyleyen mahkeme başkanı ise "Böyle bir emri kabul etmiyorum. Benim düşüncem budur" dedi.

Savunmasına devam eden avukat Alpsoy, "Tutuk devam kararında kaçma şüphesi dediniz ve şu an ilk duruşmada 17 sanığın hepsi burada. Önceki derdest soruşturmayı tutuklama gerekçesi yaptınız, bu açıklanabilir değil. Müvekkillerin gittiği alan hakkında bir yasaklama kararı olmayan ve herkesin gittiği bir alan. Partizan da legal bir dergi, legal bir yapıdır. Kaypakkaya sloganından insanlar tutuklu yargılandı. Bu dosyada bir suç unsuru olmadığı açıktır" diye konuştu.

AİHM ve AYM kararlarına vurgu yapan Alpsoy, "Suçu ve suçluyu övmek için ortada bir suçlu olması gerekir. Kaypakkkaya hakkında bir hüküm yoktur. Bir kişiyi suçundan dolayı övmek gerekir, öyle bir durum da söz konusu değil. Bugün hukuksuzluklara son vererek tüm sanıkların derhal beraatine karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.

İddia makamı esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın tarafına gönderilmesini talep etti.

Mahkeme, sanıkların savunmalarının alınmış olması, kaçma şüphelerinin olmayışı nedeniyle haklarındaki yurt dışına çıkış yasağı ve imza atmak şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi.

Esas hakkındaki mütalaanın hazırlaması için dosyanın iddia makamına gönderilmesine de karar veren mahkeme, duruşmayı 18 Ekim'e erteledi.

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.