HAYRİ DEMİR
Ankara Garı önünde, 10 Ekim 2015'te, 103 kişinin öldürüldüğü katliamın yedinci yılında kurbanları anmak için düzenlenen etkinliğe giderken gözaltına alınan 17 kişi hakkında “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya haklarında dava açılan isimlerden Feyza Şener, Buse Üçer, Ayşe Zuhal Ayva ve Zeynep Hale Gül Baydilli ile müdafi avukatları katıldı.
Kimlik tespitinin ardından duruşmada hazır bulunan sanıklar savunma yaptı. Feyza Şener, Anayasa kapsamındaki toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını kullanmak istedikleri sırada polislerce herhangi bir uyarı yapılmaksızın gözaltına alındıklarını söyledi. Şener, gözaltına alınma sırasında kötü muameleye maruz kaldıklarını dile getirdi.
‘Anayasal hakkımızı kullandık’
Buse Üçer ise 103 yurttaşın yaşamını yitirdiği böylesine büyük bir katliamın anmasına katılmanın suç olamayacağını belirterek, “Biz de Türkiye’deki vicdanlı insanlar olarak, ölen insanları anmak için anayasal hakkımızı kullanmak üzere oraya gittik. Onları anmak, ailelerin yanında olmak hakkımızdı. Ama anma yerine gitmek isterken işkenceye maruz kaldık. Ters kelepçeyle gözaltına alındık. Yapmak istediğimiz sadece anma yerine karanfil bırakmaktı. Suç işlediğimi düşünmüyorum” diye konuştu.
Zeynep Hale Gül Baydilli de demokratik haklarını kullanmak isterken polis işkencesiyle karşılaştıklarını ifade ederek, “Herhangi bir şiddete karşı koymadığımız halde, şiddet görerek gözaltına alındık. Burada hukuksuz olan bizim yaptığımız değil, bize işkence yapan polislerin yaptığıdır” dedi.
Savunmaların ardından söz alan avukat Barış Barışık, Ankara’da benzer şekilde engellen basın açıklamaları ve protestolar nedeniyle çokça dava açıldığını anımsattı ve bu müdahalenin hukuki bir müdahale olmadığını belirtti.
Duruşma, savunması alınmayan sanıkların savunmalarının alınması ve eksik hususların giderilmesi için 25 Nisan gününe ertelendi.
Ne olmuştu?
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlenen, ‘Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne yönelik IŞİD saldırısında 103 insan katledildi. “10 Ekim Gar Katliamı” olarak Türkiye’nin yakın tarihine geçen saldırının kurbanları, her 10 Ekim’de gar önünde düzenlenen basın açıklamalarıyla anılıyor. Ancak, 2022 yılında anma etkinliği isteyenler, önce polisler tarafından engellendi ve ardından ters kelepçe gözaltına alındı. Gözaltına alınan 17 kişi hakkında yürütülen soruşturma sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” iddiasıyla dava açıldı.
İddianamede, katliamın gerçekleştiği alanda yapılacak anma için Ankara Valiliği tarafından sadece yaşamını yitirenlerin yakınları ve sivil toplum örgütü temsilcilerine izin verildiği aktarıldı.
İddianamede, anmaya katılımı engellenen kimi isimlerin polis barikatı önünde, “Bu önlemi o gün alsaydın, bu bomba patlamasaydı orada, bu memlekette 104 tane insan öldürülmüş onların anısına saygınız yok, ölen insanlara saygınız yok, bir tane canlı bomba geliyor, Başkent’in ortasında bomba patlatıyor 104 tane insan ölüyor. Biraz saygınız olsun” sözleriyle engellemeye tepki göstermesi, “diğer eylemci şahısları tahrik” olarak değerlendirildi.
Ayrıca engellenen grubun bölgeden ayrılmayarak beklemesi de “emniyet tedbirlerini zafiyete uğratma” olarak iddianameye konu edildi. Haklarında dava açılan kişilerin “ısrarla tren garı önüne geçmek amacıyla ‘Katil IŞİD işbirlikçi AKP’ ve ‘10 Ekim’i unutma unutturma’ şeklinde sloganlar atmaları üzerine” gözaltına alındıkları aktarıldı.
