Selahattin Demirtaş’a yaptığı konuşmalar nedeniyle hakkında ‘devleti ve organlarını aşağılamak’’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Fatma Kesen
MERSİN - Mersin 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a, 2015-2016 yılları arasında yaptığı konuşmalar gerekçesiyle ‘Türkiye Cumhuriyeti organlarını aşağılamak’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlarından 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Hakim, bir özel harekat polisinin hatıralarını kitaptan okuduğu için Demirtaş’a “Kitabı isteyen alır okur” diyerek müdahale etti, Demirtaş ise hakime hitaben “İster kitaptan okurum ister kağıttan okurum” diyerek savunmasına devam etti.
Selahattin Demirtaş'ın, 2015-2016 yılları arasında Ankara, Ağrı-Doğubeyazıt, Mersin ve Mardin'de katıldığı etkinliklerde yaptığı konuşmalar nedeniyle yargılandığı davanın 13'üncü duruşması 20 Temmuz 2024’te Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Demirtaş'ın ailesi Diyarbakır Adliyesi'nden SEGBİS aracılığıyla duruşmayı izlerken, Demirtaş'ın avukatları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden (DEM Parti) Mersin Milletvekili Ali Bozan ve çok sayıda avukat da duruşmada hazır bulundu.
Savcılık Demirtaş’ın cezalandırılmasını talep etti
Önceki duruşmada Demirtaş’ın cezalandırılması yönünde görüş bildiren savcılık, Demirtaş'ın "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağıladığı", "Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlamasında cezalandırılması talebini tekrarladı.
Demirtaş: ‘Hukuki değerlendirme adına yek bir satır yok’
Demirtaş mütalaaya karşın savunma yaptı. İddia makamının son mütalaasını açıkladığını ve kendilerinin de son savunmalarının yapacaklarını belirten Demirtaş, "Sanırım karar aşamasına gelindi. Doğrusu mütalaa kopyala yapıştır olduğu için anlatım ve imla hataları aynı. Binlerce sayfalık savunma ve deliller dikkate alınmamış. Demokratik olması şart değil, her hangi bir ülkede bu mütalaayı okutsak kimse bir şey anlamaz. Hukuki değerlendirme adına yek bir satır yok. Demirtaş kimdir, konuşmayı nerede yapmış, bağlamı nedir, sosyal ve siyasal ortam nedir? Bunlar adına hiçbir şey yok. 12 sene milletvekilliği yaptım, genel başkanlık yaptım, Demirtaş bu konuşmaları niye yapmış mütalaada belli değil. Kopyala yapıştır, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Selahattin Demirtaş suç işlemiş. Savcı kendinden emin. Bir yanda 'terörist Demirtaş' var; bir yanda devlet var. Bir yanda devlet var; bir yanda Kürt siyasetçi Demirtaş. Onun için savcı 'ben devletin yanındayım' diyor. Bu nedenle buradan ceza kararı çıkarsa AİHM'de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) 18. maddeden ve 14.maddeden karar çıkacak. Ayrımcılıkla ilgili karar çıkacak" dedi.
Demirtaş: “Her şehit için bir HDP'li vekil indireceksin’ demek ifade özgürlüğü sayıldı”
"Devlet işkence de yapmış olsa, katliam da yapmış olsa savcıya göre Demirtaş'ın bedel ödemesi gerekir" diyen Demirtaş, savunmasını şöyle sürdürdü: "Velev ki devlet bu suçları işlemiş olsa bile savcıya göre Kürt siyasetçi Demirtaş ceza almalıdır. Ben Kürt siyasetçi değil de faşist siyasetçi olsaydım, Ankara'nın ortasında birini öldürtseydim, cinayete azmettirseydim tehdit etseydim bana soruşturma açılmazdı.Kürt siyasetçi olarak eleştiri hakkım nedeniyle yargılanıyorum. Terör ve şiddetten ceza almadım. Konuşmalarım nedeniyle 55 yıl hapis cezası aldım. Bugün vereceğiniz ceza nedir bilmiyorum? Soma'da 301 kişinin ölümüne neden olanlar 17 yıl ceza aldı. Hrant Dink'in vuran kişi 16 yıl yattı çıktı. Demirtaş konuşmaları nedeniyle 55 yıl ceza aldı. Nedim Şener, Hilal Kaplan bana açıkça hakaret ediyor. Diyorlar ki yargı bizi korur. İşte savcılığın bu mütaalasına güveniyorlar. 'Her şehit için bir HDP'li vekil indireceksin' demek ifade özgürlüğü sayıldı. Hilal Kaplan bana 'katil', 'terörist' dedi ödüllendirildi, TRT yöneticisi oldu. Bana ceza veren hakimler yükseldi. Bana hakaret etmek, devlette prim yapıyor. Demirtaş'ın ekmeğini yemek furyaya dönüştü. Hakaret et, kendini devlete ispatla. Yıllardır bu muamele ile karıştık. Bir de işkence demişim. Bunları durup dururken mi söylemişim, yoksa bir takım olayları mi anlatmışım?"
Demirtaş: “Peker’i durdurmak için konuştum, 55 yıl ceza aldım”
Sedat Peker'in "oluk oluk kan akıtacağız" sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Farkımız ne Peker ile Çakıcı ile? Onlar ırkçı faşist, ben Kürdüm. Farkımız bu. Ama problem şu; ben de bu ülkenin vatandaşıyım. Düzeni, sistemi, anayasayı değiştirmek için uğraşan bir siyasetçiyim. Türkiye Cumhuriyeti devletine zarar verecek bir iş yapmadım. Irmakları yabancılara satmadım, dereleri satmadım, zeytinlikleri satmadım. Bunlar devleti koruyor, biz zarar veriyoruz öyle mi? Peker, devletten korku iklimi yaratmak için görev aldığını sonradan itiraf etti. Ben de bunu durdurmak için konuştum 55 yıl ceza aldım" dedi.
“Ben Kürdüm, Türklük Sözleşmesini imzalamak istemiyorum”
Barış Ünlü'nün "Türklük Sözleşmesi" kitabına atıf yapan Demirtaş "Türklük Sözleşmesini imzalayan herkes devlet için muteberdir. 'Ben bunu imzalamam' derseniz vay halinize. Türk bile olsanız fark etmez. Benim de Türk arkadaşlarım var; Türk bakkalım var, Türkçe konuşuyorum, Türkçe yazıyorum, 7 tane Türkçe kitabım var. Türklerle bir sorunum yok. Ben Kürdüm, Türklük Sözleşmesini imzalamak istemiyorum. Ben bu halimle bu ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Bakın bir duvar yazısı: Türk isen övün değilsen, itaat et.. Ben ceza aldığım bu konuşmaları yaparken Cizre'de duvarda bu yazıyordu."Devlet dediğimiz etten kemikten değil. Devlet adına bu suçları yapanları eleştiriyoruz. Binlerce yıldır devlet işkence yapmadı mı? Bir kişiyi öldürmedi mi? Buna mı inanıyorsun? Bu devlet işkence yapmış, vallahi yapmış. Sivil öldürmüş, köy yakmış. Bunlar yapılmış. Biz başbakandan hesap soramayacaksak kimden soracağız? 'Devlet seri katildir' dediğim dönemde ne olmuştu? Cemile Çağırga, günlerce bu buzdolabında defin için bekletildi. Ben siyasetçi olarak bu konuşmayı yapmak zorundayım. Hacı Lokman Birlik, cenazesi sürüklendi, videosu yayımlandı. Bunlar yaşanırken ben bu konuşmayı yaptım diye ben mi suçluyum? Bu işkence midir? İskencedir. Buna işkence demek neye göre suç oluyor?" dedi.
“Raporları okusak dehşete düşersiniz”
Sokağa çıkma yasakları döneminde yaşananlara işaret eden Demirtaş, "Taybet İnan 65 yaşlarımda, kendi evinin önünde cenazesi 7 gün sokakta kaldı. Yalvardım, dedim 'yapmayın'. Kadının cenazesi ailesinin gözü önünde çürüyor, yapmayın dedim. İslamcı hükümetin iktidarında Kürt Taybet İnan'ın cenazesi ortada kaldı. Ben Kürt siyasetçi olarak bu Kürt kadının hakkını savundum. Değil 55 yıl, 55 bin yıl da ceza verseniz savunurum. Ben insanlık onurunu savunurum. Siz de insanlık onurunu savunana ceza verirseniz devlet mafyaya döner. Özel haekat polisi eve girdi, spermlerini yatağa bıraktı. 'Geldik yoktunuz' yazdılar duvara. Ne terörle mücadelesi? Ben bu devleti eleştirmişim. Bunlar yapıldı, daha ne işkenceler yapıldı. Raporları okusak dehşete düşersiniz" diye belirtti.
“Çeteye hakaret diye bir suç olmadığına göre benim beraat etmem lazım”
Sokağa çıkma yasakları döneminde yaşananları anlatan fotoğrafları gösteren Demirtaş, "Bu manzarayı hatırlarsınız. Gazze diyeceğim; hayır burası Cizre, Nusaybin, Sur. Bunu yapan devletti. Üç hilal çizmiş, devlet geldi yazmış. Ben devlet yaptı deyince niye suç oluyor. Kendisi yazıyor 'devlet geldi' diye. Bunlar fi tarihinde yaşanmadı. Ben bu konuşmaları yaparken bunlar yaşandı.Ortada silahlı birileri varsa hukuk gereğini yapar ama burada hukuk gösteremezsiniz bana. Devlet bu kadar kötü mu diyeceksiniz? Devlet bu kadar kötü değil ama devleti ele geçirenler kötü kardeşim ne yapalım? Bunlar o dönemde görevde olan askerlerdi. JÖH, PÖH komutanları darbeden tutuklu. Hiçbir yargı mensubunun aklına bu gelmiyor mu? Acaba bütün bu yıkımı darbeye zemin hazırlamak için yapmış olamazlar mı? Bal gibi öyleydi. Devlet buydu işte. Benim orada eleştirdiklerimin hepsi darbeden tutuklu. Cizre'de ev yıkıp sivile işkence yapacağına inanmıyorsun ama Meclis'i bombaladı bu insanlar. FETÖ'cüler kadar 'taş üstünde taş koymayın' diyen Erdoğan da suçlu. Hukukla bağı olmayana devlet diyemezsin, çete olur ancak. Çeteye hakaret diye bir suç olmadığına göre benim beraat etmem lazım."
Hakim ile Demirtaş arasında gerginlik
Demirtaş, bir özel hareket polisin itiraflarını okurken hakim müdahale edip, "Kitabı okumak isteyen alır okur" dedi. Demirtaş bunun üzerine hakime; "Savunmamı okuyorum, bu size hikaye mi geldi? Ağır mı geldi anlattıklarım?" diye sordu. Hakim "Hayır niye ağır gelsin, 3 yıldır dinliyoruz" yanıtını verince Demirtaş, "Ben savunmamı okuyorum. Konforlu bir alanınız var, onu terk edemiyorsunuz" diyerek tepki gösterdi. Hakim, "Savunmanızı alalım, karşılıklı itham yapmayalım" sözleri üzerine Demirtaş, "İnsicamımı bozdunuz. İster kitaptan okurum ister kağıttan okurum" diye yanıt verdi. Salondakiler bu durumu alkışlayınca hakim, "Burası miting alanı değil" diye salona seslendi.
Demirtaş: Bu iktidar kalabilsin diye bedelli hapis yatıyoruz, parasını da siz ödüyorsunuz
Demirtaş, savunmasını şöyle tamamladı: "144 fezleke, 140'tan fazla iddianame ile yargılandım yıllardır hapis yatıyorum, 55 yıl ceza aldım.Bizi hapiste tutabilmek için yapılan hukuksuzluğun faturasını toplum ödüyor. Dolar yükseliyor, enflasyon yükseliyor. Ekonomiyi, iktidarın aparatına dönüşen yargı çökertti. Demirtaş ve Kavala hapiste kalabilsin diye emekliler her ay 22 bin TL ödüyor. Memurlar bir maaş ödüyor. Tabiri caizse bedelli hapis yatıyoruz, parasını da siz ödüyorsunuz. Neden? Bu iktidar kalabilsin diye. Bugün cezaevinde konuşuyorum, yarın bakarsınız iktidardan konuşurum. İddialıyım. Bir gün Selahattin Demirtaş olarak bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim. İntikamcı olmayacağız. Bana bugün ceza verirseniz peynire, domatese biraz daha zam yapmış olacaksınız. Hukuka güveni biraz daha azaltacaksınız. Devran döndüğünde intikamcı davranmayacağız, ama bütün bunların hesabını soracağız. Benim cezalandırmam ahlaken de size doğru gelebilir; ama devleti seviyorsanız çetelerin siyasi beklentileri doğrultusunda hareket etmektense onları yargılarsınız."
“Yargılamaya konu konuşmalar ifade özgürlüğü kapsamında”
Demirtaş'ın savunması ardından avukatlar savunma yaptı. Avukatlar, Demirtaş'ın savunmasının engellendiğini gerekçe göstererek reddi hakim talebinde bulunmak istedi. Demirtaş söz alarak, hakime "Adli tatil yarın başlıyor diye dosyayı kapatmak istiyorsunuz" dedi. Hakimin reddi hakim talebini kabul etmeyeceğini öngören Demirtaş, avukatlarının bu talebi yapmasını istemedi. Demirtaş'ın savunmasının ardından avukatlar, geçmiş hakaret davalarını örnek göstererek emsal bir karar verilmesini talep etti. Avukat Özgür Özbek, iddianamede yer alan suçlamalara tek tek değinerek, şimdiye kadar Demirtaş'a yapılan hakaretlerin ve bunların cezasız kalmasını anlattı. Özbek, Demirtaş’ın siyasetçi olup, söylemlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özbek, yargılamaya konu konuşmaların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, konuşmaların yapıldığı dönemde mevcut koşulların değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Demirtaş’ın bu konuşmaları milletvekili olduğu dönemde yaptığına işaret eden Özbek, bu kapsamda yargılamanın hukuka aykırı olduğunu belirterek ara karar kurulmasını talep etti.
Demirtaş'a hapis cezası
Demirtaş ve avukatlarının savunmasının ardından hakim kararını verdi. Hakim, Demirtaş'a TCK'nın 301'inci maddesinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" suçlamasından 1 yıl 6 ay ve TCK'nin 216'ncı maddesinde düzenlenen "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamasından " 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Demirtaş'a toplamda 3 yıl hapis cezası veren hakim, daha sonra takdiri indirim hakkını kullanarak, her iki suçlamadan verdiği cezayı ayrı ayrı 1 yıl üçer aya indirdi. Hakim, verdiği hapis cezasını 2 yıl 6 aya düşürdüğü cezada başkaca indirim yapmayarak, cezada erteleme yoluna da gitmedi.