Haberler

KULİS HABERCİLİĞİ: Haber mi, dedikodu mu?

KULİS HABERCİLİĞİ: Haber mi, dedikodu mu?
Image

ÇAĞRI SARI

Ankara'da 2007’de Evrensel gazetesi muhabiri olarak başladığı gazetecilik mesleğini, İstanbul'da Hayat'ın Sesi ve Evrensel gazetelerinin farklı bölümlerinde çalışarak sürdürdü. 2023 yılının Haziran ayından itibaren serbest gazeteci olarak mesleğe devam ediyor.

Manipülasyon ve dezenformasyonun arttığı sosyal medya döneminde, basın tarihinde saygın bir yeri olan kulis haberciliği de kendi krizini yaşıyor. Artık - gazeteci olsun, olmasın - kendine sosyal medya hesabı açan herkes, ‘kulis bilgisi’ verebiliyor. Peki, ortaya saçılan bu ‘duyum’ların ne kadarı haber?

Ankara kulislerinde kulağa fısıldanan her dedikodu, ‘haber’ diye sunulabilir mi? Bu soruları, yazı dizimizin ilk bölümünde Ankara’nın deneyimli gazetecileri Özlem Akarsu Çelik, Murat Yetkin ve Hilal Köylü ile Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ceren Sözeri’ye yönelttik.

Özellikle son yıllarda “öğrenildi”, “iddia edildi” gibi muğlak ifadelerin yer aldığı haberlere gün içerisinde sıkça rastlanıyor. Bu ifadeler, haber kaynakları isimlerinin açıklanmasını istemediği için daha çok, “kulis haberleri” içerisinde geçiyor. Ama kulis haberciliği de bir gazetecilik tarzı. Nitekim gazeteciliğin ‘en parlak yıllarında’ kulis haberlerine, gazetelerin - çoğunluğu bir zamanlar Cinnah Caddesi’nde bulunan - Ankara bürolarının en saygın gazetecileri imza atar, bu haberler gündem oluşturur, yalanlanmazdı. 

Günümüzdeyse sosyal medyanın daha fazla manipülasyona açık hale gelmesi, bazı bilgilerin bilinçli olarak sızdırılması, gazetecilerin spekülatif duyumları teyit etmeden ve editöryel süreçlerden geçirmeden sosyal medyada paylaşması giderek “kulis haberinin” eski ciddiyet ve saygınlığını sarsarken, dezenformatif ve manipülatif bilgilerin de yayılma tehlikesini artırmaya başladı. Dijital haber mecralarının algoritma bağımlılığı, ilan almak için daha fazla tık peşinde koşulması, patronun ve reklamverenin “istekleri”, siyasetçilerin müdahaleleri ve son yıllarda sıkça gündeme gelen, “tek elden” yollanan WhatsApp mesajlarıyla iletilen “manşet ve haber ricaları”, bu tehlikeyi daha da artırdı. 

Çelik: İmza en önemli nokta

Bu risklere dikkat çeken Özlem Akarsu Çelik, 25 yıllık gazeteci. Çelik, kulis haberinde en önemli değerin, haberin altındaki ‘imza’ olduğunu söyledi: “Tecrübeli, güvenilir, saygın, haberleri tekzip edilmemiş bir gazetecinin yazdığı kulis haberi herkesçe doğru kabul edilir. O haber yayına girdiği an gündem yaratır. Hiç sorgulanmaz. Herkes bilir ki o gazeteci yazmışsa doğrudur!”

“Gazetecilik bir temas ve mesafe mesleğidir” diyen Çelik, gazetecinin haber kaynağıyla saygı ve güven temelinde mesafesini mutlaka koruması gerektiğini vurguladı: “Aksi durumda bugün örneklerini çokça gördüğümüz ‘yandaş gazeteci’ konumuna düşersiniz.”

Sözeri: Gazetecilerin her duyduğuna şüpheyle yaklaşması gerek

Peki, gazetecinin aldığı her duyum haber midir? Doç. Dr. Ceren Sözeri, gazetecinin aldığı her bilgiye şüpheyle yaklaşması gerektiğini belirtti. Bu kural elbette kulis haberleri için de geçerli: “Her duyduğuna şüpheyle yaklaşmak, doğrulatabilecek başka mekanizmaları devreye sokmak gerekiyor. En sık yapılan hatanın, kaynağa sorgusuz güvenmek ve anlattıklarını olduğu gibi aktarmak olduğunu görüyoruz.” 

Son zamanlarda bazı gazetecilerin, yalnızca bazı partilere dair kulis haberleri yaptıklarını, bu nedenle bir süre sonra gazetecinin parti içi çekişmelerin bir tarafı haline geldiğini söyleyen Sözeri, “Oysa parlamento muhabirleri yılların getirdiği birikim ve dayanışmayla Meclis’te bir güç haline geldiler, bu güveni sarsacak risklere dikkat etmek gerekli” dedi.

Sözeri, verdiği kulis bilgisinin yanlış olduğu kanıtlanan, muhataplarınca doğrudan yalanlanan bir gazetecinin durumunun gazete için utanç vesilesi olması gerektiğini belirtti. Sözeri bu derece ayrışmış, iktidar tarafından kontrol altına alınmış bir medya ortamında, kulis haberleri yapmanın her zaman riskli olduğunu sözlerine ekledi. 

Köylü: Gazetecinin işi PR yapmak değildir 

Ankara’da 28 yıldır gazetecilik yapan Hilal Köylü, teyit mekanizmasının altını çizdi: 

“Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde kaynak, gazeteciyi yönlendirmek ister. İstediği bilginin yayınlanmasını, hatta basın bülteni gibi, olduğu gibi yayınlanmasını ister. Ama gazetecilerin işi, bir şeyin veya ideolojinin PR’ını yapmak değildir. Kamu yararı var mı, ona bakar gazeteci. ‘Ben durduk yere niye haber yazıyorum’ sorusunu kendisine sormalıdır, sormuyorsa gazeteci değildir. Birçok gazeteci ‘kolayına gelenle’ yetiniyor, ‘başka kaynağım yok’ diyerek, köşeye çekilebiliyor. Gerçekten gazetecilik yapmak isteyen haberin peşine düşmeli.”

Yetkin: Takip soruları önemli

Murat Yetkin, 40 yılı aşkın gazetecilik yaşamında sayısız kulis haberine imza atan bir isim. Yetkin’e göre ‘gazeteci bir canlı yayındaysa, dersini iyi çalışmışsa takip soruları sorabilmeli, kuşkuya düşerse yine kaynağına sorabilmeli.’ Yetkin, haberin en az iki kaynaktan teyit edilmesi gerektiğini söyledi. 

‘Bilgi ‘duyuru’yla sınırlandırıldı’

Peki, geçmişte ve günümüzde ‘kulis haberciliği’ nasıl yapılıyordu. Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, 02 Ocak 2023’te, T24’te yayınladığı ‘Spekülatif kulis haberciliği’ başlıklı yazısında, “Kulis haberciliği’ son yıllarda iyiden iyiye zayıfladı. En büyük nedeni de kararların Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın çevresindeki dar kadro tarafından alınması ve tabii medyanın ağır denetim koşullarında olması” yazmıştı. 

Bu değerlendirmeden yola çıkarak, kıyaslama yapmasını istediğimiz Hilal Köylü, günümüzde iktidarın etkinliklerine her gazetecinin davet edilmediğini söyledi: “Uzun süredir belirli gazetecileri çağırılıyorlar. Akreditasyon uyguluyorlar. Çok eskiden daha farklıydı tabii. Daha önce iktidarın yandaş gazeteci tarzı yoktu. Her toplantıya çağrılıyorduk. Şimdi sınırlama var. Bilgi akışı da, duyuru akışı da sınırlandırıldı. WhatsApp duyuruları yeterli olsun denildi.”

Yetkin: Sistem değişikliği kulis haberciliğini zorlaştırdı

Murat Yetkin’in geçmişle günümüzü kıyasladığı yorumuysa şöyle: “AK Parti dönemi içinde de değişim olduğunu söylemem gerekir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle devlet ve parti yönetimi aynılaştıktan sonra özellikle iktidar kanadından haberler bakımıyla kulis haberciliğinin daha zorlaştığını söyleyebilirim. Buna rağmen haber çıkaran da çıkarıyor, haklarını yememek gerekiyor.”

Çelik: Muhalefetin de kendi gazetecileri var

Özlem Akarsu Çelik, sorunun sadece iktidarla sınırlı olmadığını, muhalefet partilerinin de ‘kendi gazetecileri olduğunu’ ve bunun da gazetecilik sınırları içinde kabul edilemeyeceğini söyledi: “Bu kişilere, ‘kulis haber’ olarak yazdırılan birçok bilginin gerçek olmadığına ve kamuoyu oluşturma amacıyla bilerek yazdırıldığına defalarca tanık olduk. Burada görev okura düşüyor. Manipülatif haberi fark eden okur/izleyici, bu kişileri okumayarak/izlemeyerek cezalandırmalı. Ancak, maalesef popüler olanın gerçeği ezdiği günümüzde, okur/izleyici için de gerçek kolayca değersizleşebiliyor. Bu nedenle etik kuralları ihlal etmeden bu mesleğin emektarlığını yapan gazeteci sayısı ne yazık ki giderek azalıyor.”  

Peki, bu kadar engele rağmen gazeteciler kulislerden nasıl haber alıyor? Köylü, soruyu, “Bizim avantajımız, içerden çok sayıda bağlantılı isim tanımamız. Bürokrat veya siyasetçi. Ayrıca Meclis’e gidiyoruz, kuliste dolaşıyoruz. Eski kaynaklarımızla konuşuyoruz. Yeni vekillerle tanışıyoruz. Kulis’te olmanın avantajları var, sorularımızı soruyoruz” diyerek yanıtladı. 

Çelik ise kulis bilgisi verecek kimi kaynakların, sosyal medyada çok takipçisi olan ama gazetecilik sınavında defalarca sınıfta kalmış bazı isimlere açıklama yaptığını ifade ederek, “Genellikle bu işin ABC’sinden yetişmemiş bu kişiler bir kuyuya taş atar, bizler çıkarırız ve sonra sosyal medya hesaplarından küçük bir tekzip yayınlayarak yollarına devam ederler. Ben böyle bir hata yapsam iki ay evden çıkamam ama onlar ertesi gün yazmaya, haber kaynakları da onlara konuşmaya devam ediyor. Özellikle kurum kültürü almamış, usta-çırak ilişkisiyle yetişmemiş genç meslektaşlarımıza da kötü örnek oluyorlar” dedi. 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.