Diyarbakır – Gazeteci Ayşegül Doğan hakkında gazetecilik faaliyetleri kapsamında yaptığı görüşmeler ve katıldığı toplantılar gerekçe gösterilerek “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme, Doğan’ın gazeteci olup olmadığı ve sarı basın kartının bulunup bulunmadığının tespiti için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan İMC TV’nin Program Koordinatörü Ayşegül Doğan hakkında gazetecilik faaliyeti kapsamında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yöneticileriyle yaptığı görüşmeler, röportajlar ve katıldığı etkinlikler gerekçe gösterilerek “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın dördüncü duruşması bugün Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.Duruşmaya tutuksuz yargılanan gazeteci Doğan ve avukatları Emel Ataktürk Sevimli, Mehmet Emin Aktar ve Ahmet Özmen katıldı. Duruşmayı Doğan'ın yakınları, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilci Mahmut Oral ve TGS avukatı Ülkü Şahin’in yanı sıra gazeteciler de takip etti.Dava dosyasına gelen adli tıp raporunun okunmasının ardından söz alan iddia makamı, dosyaya ilişkin kovuşturmanın genişletilmesine dair talep olmaması durumunda esasa ilişkin mütalaanın hazırlanması için dosyanın tarafına gönderilmesini talep etti.
Adli Tıp: Dinlemeden elde edilen ses kayıtları net değil
Gazeteci Ayşegül Doğan ise önceki duruşmalardaki beyanlarını tekrar ettiğini ifade ederek, Adli Tıp Kurumu’nun ortam dinlemesi sonucunda elde edilen ses kayıtlarına ilişkin hazırladığı analiz raporunda ses kayıtlarının bir kısmının net olmadığını, diğerlerinin ise kendine ait olmadığının tespit edildiğini hatırlattı. DTK toplantılarına gazetecilik faaliyeti kapsamında katıldığını kaydeden Doğan, DTK Daimi Meclis üyesi olarak faaliyet yürütmediğini, toplantıların tamamına gazeteci olarak katıldığını dile getirdi. Bu sırada araya giren mahkeme başkanı, “Daha önce DTK daimi üyesi olmadığını söyledin” sorusuna Doğan cevaben DTK'ye üye olmadığını, iş yoğunluğu nedeniyle meclis üyeliği ile ilgili bir faaliyete katılmasının mümkün olmadığını belirtti.
‘Deliller yasaya aykırı şekilde toplandı’
Yazılı olarak mahkemeye sunduğu savunmayı özetleyen avukat Emel Ataktürk Sevimli, DTK soruşturması kapsamında elde edilen delillerin yasaya aykırı bir şekilde toplandığını belirterek bu delillerinin tahrif edildiğini ve hükme esas alınmaması gerektiğini söyledi. Müvekkilinin gazetecilik faaliyeti nedeniyle DTK binasına gidip geldiğini dile getiren Sevimli, dava dosyası iddia makamına verilmeden önce müvekkilinin faaliyetlerinin “örgüt üyeliği” suçunu oluşturup oluşturmasının araştırılması gerektiğini kaydetti. Sevimli, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) yazı yazılarak müvekkilinin gazetecilik faaliyeti kapsamında AKP toplantılarına katıldığına dair görüntü kayıtlarının istenmesini talep etti, müvekkilinin sarı basın kartı olup olmadığının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından sorulmasını istedi.
Doğan’ın sarı basın kartı olup olmadığı İletişim Başkanlığına sorulacak
Kısa bir aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık avukatlarının bazı taleplerini reddetti. Gazeteci Doğan’ın basın mensubu olup olmadığı, sarı basın kartının bulunup bulunmadığı ve varsa hangi tarihleri kapsadığının tespiti için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme, kovuşturmanın genişlemesi talebi yoksa esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığına gönderilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 18 Mart 2020 tarihinde görülecek.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.