EYLEM SONBAHAR
Yargıtay'da bozulan MİT TIR'ları davasında dosyasının ayrılmasının ardından görülen duruşmada Erdem Gül, "Bozma kararını kabul etmiyorum. Mahkemenizin direnmesini istiyorum" dedi.
MİT TIR'ları görüntülerinin yayınlanmasına ilişkin Yargıtay'da bozulan ve 13 Eylül 2023 tarihinde yeniden görülen davada Enis Berberoğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) milletvekili seçilmesi gerekçesiyle yasama dokunulmazlığı kaldırıncaya kadar yargılamanın durmasına karar verilmişti. Dosyası ayrılan Adalar Belediye Başkanı ve eski Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün yargılandığı davanın ilk duruşması ise bugün görüldü.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Erdem Gül, avukatları Bahri Bayram Belen, Fikret İlkiz, Abbas Yalçın ve Tora Pekin ile birlikte hazır bulundu. Yargıtay'ın bozma kararını hukuken kabul etmediğini belirten Gül, "Mahkemenizin direnmesini talep ediyorum" dedi.
Beraat kararı verilmesini talep eden avukatlar, savcının esas hakkındaki görüşünden sonra detaylı savunma yapacaklarını söyledi. Savcı, esasa ilişkin görüşünü hazırlamak için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesini talep etti.
Mahkeme de savcının esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vererek duruşmayı 30 Kasım'a erteledi.
Ne olmuştu?
Cumhuriyet gazetesinde, “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında 29 Mayıs 2015’te “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” iddialarıyla soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan MİT TIR'ları haberinin ardından, TRT'de katıldığı canlı yayında isim vermeden Can Dündar'ı için, “Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet gazetesi ve Dündar'dan kişisel olarak da şikâyetçi oldu. Şikâyet dilekçesinde, “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” demişti. Can Dündar ve Erdem Gül, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015 tarihinde tutuklandı. Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı ve 27 Ocak 2016 tarihli iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi.
Dündar ve Gül’ün avukatları, 6 Aralık 2015’te anayasanın 19 maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 10. maddelerinde düzenlenen, “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. AYM raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanması “hak ihlali” olarak nitelendirildi.
AYM, 26 Şubat 2026’da iki gazetecinin tutukluluğunun, “hak ihlali” olduğuna ilişkin karar verdi. Bunun üzerine Dündar ve Gül serbest bırakıldı. 25 Mart 2016'da başlayan davada mahkeme, savcının talebi üzerine duruşmaların kapalı görülmesine karar verdi.
Savcı 3 Mayıs 2016'da açıkladığı mütalaasında, Dündar için 25 yıl, Gül için 10 yıla kadar hapis istemişti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti TCK 329/1 maddesinde düzenlenen “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri açıklamak” gerekçesiyle Dündar'a 7, Gül'e 6 Yıl hapis cezası verdi. Cezalarda indirime gidilerek Dündar 5 yıl 10 ay, Gül 5 yıl hapse çarptırıldı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği cezayı bozdu. Yargıtay'ın kararının ardından 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılamaya geçildi. Dosyaya Enis Berberoğlu da dâhil edildi. Can Dündar'ın dosyası ise ayrıldı.