Direnişin en iyi strateji olduğunu savunan Nobel ödüllü insan hakları savunucusu, büyük değişimleri sıradan yurttaşların yaratabileceğini söylüyor
BARIŞ ALTINTAŞ
Leipzig - Almanya’nın Leipzig kendine gerçekleşen (10 Ekim 2023) Revolutionale Uluslararası Yuvarlak Masa Konferansı’nın konuşmacılarından 2022 Nobel Barış Ödülü sahibi Oleksandra Matviichuk, otoriter rejimlerden ve baskıdan çıkış yolunun sıradan yurttaşların zorluklar karşısında durmaksızın verdiği mücadele pratiklerinde yattığını söyledi.
2022 Nobel Barış ödülüne layık görülen Ukrayna-merkezli Sivil Özgürlükler Merkezi’nin diirektörü olarak görev yapan Matviichuk’un anti-demokratik güçlere karşı savaşta insanın sonsuz direnme kapasitesini vurguladığı konuşmada baskı altında yaşayan herkese güçlerinin farkında olmalarını hatırlatarak "Sıradan insanlar olağanüstü şeyler başarabilir”, diye konuştu.
Matviichuk, Ukrayna’da Onur Devrimi sırasında güvenlik güçleri tarafından 100’den fazla göstercinin öldürüldüğünü hatırlatrak, kolluğun, yargı sisteminin kolu ve hükümetin değişim isteyenlere yönelik ağır basksını anlattı. "Herkes bize karşıydı" diyen insan ahkları savunucusu, buna rağmen direnişin devam ettiğini anlattı.
O zamanlar görev yaptığı EuroMaidan SOS adlı örgütün kolluk kuvvetlerince şiddete maruz kalan veya gözaltına alınanlara tıbbi ve hukuki yardım verdiğini anlatan Matviichuk, bu dönemin ortaya çıkardığı en önemli dersin, hangi hak ihlallerine maruz kalırlarsa kalsınlar insanların her zaman kendilerine yardım edecek birinin olduğunu bilmelerinin önemi olduğunu söyledi.
Yardım edecek birisinin olduğunu bilme halinin korkuyu aşmada anahtar olduğunu belirtti.
"Bu, özgürlük için mücadele eden insanların cesaret hikayesi, aynı zamanda dayanışma hikayesi," diyen Matviichuk, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırıların 24 Şubat 2022 tarihinden çok önce işgal altındaki toprakların ve Kırım’ın ilhaki ile başladığını anlatan Matviichuk, Rusya’nın hedefinin Onur Devriminde ortaya çıkan özgürlük çağrısını yıkmak olduğunu söyledi.
Nobel ödüllü insan hakları aktivisti ayrıca sıradan yurttaşların kararlı duruşunun ve toplumsal direncin Rusya gibi bir düşmana karşısında bile ne kadar büyük bir güç olabileceğini anlattı .
Okyanusta bir damla
Matviichuk, totaliter rejimler altında hukuki araçlardan yararlanmanın mümkün olmadığı durumlarda dahi insanların kendi aralarında dayanışmasının her zaman direnişin temelini oluşturabileceğini söyledi.
İran'da rejime karşı mücadele eden kadınlardan, Çin'deki muhalifler veya Rusya’ya karşı Ukraynalıların ortak noktasının baskıya karşı mücadelede etmek olduğunun altını çizen insan hakları savunucusu, bazen çok büyük zorluklar karşısında insanların çaresiz ve güçsüz hissedebileceğini de belirtti.
"Öğrenilmiş çaresizlik" adı verilen bu kültürün bireyleri büyük zorluklar karşısında prangaladığını söyleyen Matviichuk “Bunun üstesinden gelmek zorundayız” dedi.
Öğrenilmiş çaresizlik kültürünü aşmak için, Euromaidan Devrimi sırasında sanatçıların kolektifi 'okyanusta bir damla' olarak temsil ettiğini anımsatarak, birleşip bir araya gelmenin var olan durumu değiştirme potansiyelini vurguladı .
Konuşmasında, insan hakları ve demokrasi ihlallerine karşı küresel hoşgörünün sürdüğünü de belirten insan hakları savunucusu Putin gibi otokratik liderlerle ilişkileri devam ettiren gelişmiş demokrasileri eleştirdi.
“Direniş en iyi stratejidir”
Soru ve cevap bölümüne geçildiğinde Matviichuk yurttaşların kolektif sorumluluk taşıdığını söylemek, her bir bireyin özgürlüğü hafife alınmaması gerektiğini vurguladı.
Afganistan hakkında gelen bir soruyu cevaplayan Matviichuk, direnmenin en iyi strateji olduğunu savundu, insan hakları savunucularını totaliter rejimlerin despotik saldırılarına karşı birleşmeye çağırdı.
‘Ukrayna’da sivil toplum çok güçlü’
Konferans sırasında MLSA'ya konuşan Ukrayna merkezli hak örgütü Drukarnya’dan Tim Böhse ise Ukrayna'da sivil toplumun dayanışma ve etkinliği konusunda sağlam bir duruş sergilediğini anlattı.
Kitle mobilizasyonunu, yanlış bilgilendirme ile mücadelede becerisini ve savaş ortamında bile demokratik, kapsayıcı bir söylemi sürdürmeyi başarabilen Ukrayna sivil toplumunun güçlü bir altyapı olduğunu söyledi:
“Ukrayna’da sivil toplum çok kapasiteli, gerektiğinde devlet kurumlarını işlevlerini üstlenebilecek kendi kurumlarını oluşurabiliyor. Aşağıdan-yukarı fon kaynağı yaratma, kitleleri mobilize etme gibi konularda inanılmaz bir yeteneğe sahip olmalarının yanı sıra sosyal iletişimde de çok etkililer. Yanlış bilgilendirme ve propaganda ile mücadelede çok iyiler. Savaş zamanında bile, ülke genelinde sivil toplumun söylemi demokratik, ulusal ve kapsayıcı olmaya devam ediyor."
Revolutionale Hakkında
Revolutionale, Leipzig merkezli Barışçıl Devrim Vakfı tarafından düzenlenen, sivil toplumun insan hakları, demokrasi ve sosyal değişim için katılımını artırmayı amaçlayan ve iki yılda bir düzenlenen bir etkinlik. Düşünsel temelini 1989'da Leipzig'deki tarihi öneme sahip Pazartesi yürüyüşünden alan ve bu gösteriyi anmak için iki yılda bir 9 Ekim tarihinde düzenlenen konferans, farklı alanlardan bireylerin ortak değerleri ve güncel zorlukları tartıştığı bir platform olma hedefini taşıyor.