Sibel Hürtaş suçlandığı haberin dayanağı olan emniyet tutanağını mahkemeye sundu
SİBEL YÜKLER*
Gazeteci Sibel Hürtaş’ın Artı Gerçek sitesinde Ağustos 2020 tarihinde yayınlanan yazısı nedeniyle tuğgeneral Subutay Adaş’ın şikayeti üzerine “kamu görevlisine hakaret” suçundan Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı davanın bugün görülen üçüncü duruşmasında, Hürtaş’ın haber kaynağıyla ilgili sunduğu emniyet tutanağının incelenmesine karar verildi.
22 Mayıs'ta görülen duruşmada Hürtaş, suçlamaya konu olan 624 albayın kadrosuzluktan emekliye sevk edildiği sürece dair yazdığı yazıya dayanak gösterdiği emniyet tutanağını mahkemeye sundu. Hürtaş’ın avukatı da haber kaynağının kişisel verilerinin gizlendiğini belirterek söz konusu kişinin “FETÖ soruşturması” nedeniyle Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davadan beraat ettiğini dile getirdi.
Adaş’ın avukatı, Artı Gerçek yazarlarının soruşturulmasını istedi
Beyanda bulunan Tuğg. Subutay Adaş’ın avukatı Serdar Öztürk ise Artı Gerçek haber sitesinin “PKK ve FETÖ terör örgütleri çizgisinde yayın yaptığını” iddia ederek, sitede yazan kişilerin bu suçlamalar hakkında soruşturma geçirip geçirmediğine bakılmasını talep etti.
Talebe itiraz eden Hürtaş, “Sayın hakim, savunma hakkı kutsaldır değil mi? Bu yüzden bir avukat, bir katili savunduğunda nasıl katil olmuyorsa, gazeteci de yazı yazdığı yerle bu şekilde itham edilemez. Sayın avukatın Artı Gerçek ile ilgili ithamı da benim davamın konusu değil. Bugüne kadar Sabah’ta ve Haber Türk’te de çalıştım, o zaman ne ile suçlanacağım? Avukatın ithamları gazeteciliğimi kriminalize etmeye yöneliktir” dedi.
Kararı açıklayan hakim, dosyaya katkı sunmayacağını belirterek avukat Öztürk’ün talebin, reddetti. Hürtaş’ın haber kaynağıyla ilgili sunduğu emniyet tutanağının incelenmesine karar verilen dava, 22 Eylül tarihine erteledi.
‘Basın özgürlüğü’nden verilen karar kaldırıldı, iddianame ‘emredici hükme’ dayandırıldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Hürtaş hakkındaki 15 Haziran 2022 tarihli iddianamesi, söz konusu soruşturmayla ilgili “basın özgürlüğü çerçevesinde kovuşturmaya yer olmadığına” dair verilen kararın kaldırılmasının ardından hazırlanmıştı.
Karara itiraz edildiği için iddianame düzenleme zorunluluğu doğduğu ifade eden savcı, bu değerlendirmeyi 5271 Sayılı Kanun’un 173/4. Maddesi kapsamında "Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir” şeklindeki “emredici hükmü” dayandırmıştı.
* Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.