AZİZ ORUÇ
Yargılandığı davada hapse mahkûm edilen gazeteci Özgür Boğatekin’in yaptığı başvuruya dair kararında AYM, “ifade ve basın özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine” hükmetti. Boğatekin’in avukatı, “Bu karara göre ispat ve belge olmaksızın güncel ve tutarlı tartışmaların dile getirilmesi veya haberleştirilmesi asla ceza davası konusu yapılamayacaktır” dedi.
Adıyaman’ın Gerger ilçesi eski Kaymakamı Ömer Bilgin hakkındaki haber ve köşe yazıları nedeniyle 1 yıl 15 gün hapis cezası verilen gazeteci Özgür Boğatekin, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu görüşen yüksek mahkeme, oyçokluğuyla ifade ve basın hürriyetinin ihlal edildiğine hükmetti ve kararın bir örneğinin ihlalin giderilmesi için yerel mahkemeye gönderilmesine, muhabire 30 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.
“Gazeteci toplumun sözcüsüdür”
AYM’nin basın özgürlüğüne vurgu yaptığı kararın ilgili bölümü şöyle: “Başvurucu, bir gazeteci olarak toplumun sözcülüğünü yapmış ve yüksek sesle dile getirilen söylentileri kışkırtıcı bir üslupla ifade etmiştir. Başvurucunun iddiasının olgusal temelinin ilçede yürütülen projeler olduğu ortadadır. Bununla birlikte projeler hakkında çıkan söylentilerin varlığını, bir beyanın doğruluğunu kanıtlayan savcı gibi ispat etmesi başvurucudan beklenemez. Burada sözü edilen araştırma yükümlülüğü somut gerçeklik anlamında değil, yayının yapıldığı andaki olayın ortaya çıkma biçimine uygunluk olarak anlaşılmalıdır. Başvurucunun haber kaynaklarının söz konusu iddialar bakımından makul olarak güvenilir olup olmadığı ile doğru ve güvenilir bilgiler sunmak için iyi niyet çerçevesinde çaba gösterip göstermediğini ortaya koyması yeterlidir.”
Mahkeme biliyordu
Bu nedenlerden ötürü konunun 13’üncü madde şartını sağlamadığını belirten AYM, ilk derece mahkemesinin yaptığı yorumun öngörülebilir şartını da sağlamadığını kaydetti. AYM kararı şöyle:
“Başvuruya konu yazılar bir bütün olarak ele alındığında, başvurucunun dönemin ilçe kaymakamı hakkında idari veya adli bir soruşturma açılmasını hedeflediği ve bu kasıtla hareket ettiği sonucuna varmak öngörülebilir değildir. Dolayısıyla bir gazeteci olarak başvurucu, kaymakam hakkında bir soruşturma açılmasını değil, onun birtakım işlem ve davranışlarının toplum nezdinde sorgulanmasını amaçlamaktadır. Dahası ilk derece mahkemesi başvurucunun hukuka aykırı fiili işlemediğini bildiği hâlde müştekiye isnat ettiğini de kesin delillere dayalı olarak ve her türlü şüpheden uzak bir biçimde gösterememiştir.”
“Gazetecinin savcı gibi ispat ortaya koyması beklenemez”
Gazeteci Özgür Boğatekin ve avukat Hüseyin Boğatekin, AYM’nin verdiği karara ilişkin Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) konuştu.
AYM Genel Kurulu’nun gazeteci müvekkilinin Özgür Boğatekin başvurusunda verdiği ihlal kararı basın özgürlüğü açısından çok önemli bir karar olduğunu belirten avukat Hüseyin Boğatekin, gazetecinin kamuyu ilgilendiren konulardaki tartışmaları haberleştirmesi ve yine denetime açacak bir şekilde sorular sorması sorumluluğu gereği olduğunu söyledi. Boğatekin, “Bu konularda haber yaparken bir savcı gibi ispat ortaya koyması da beklenemez. AYM kararında güncel olarak çok tartışılan iftira suçuna özel vurgu yapmış ve bu suç nedeniyle yapılan yargılamaları gazeteciler açısından baskı ve vazgeçirme aracı olarak yorumlamakta ve anayasa aykırı bulmaktadır” dedi.
Dezenformasyon yasasına vurgu
Bu kararın aynı zamanda çok tartışılan ve kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 217/A açısından da önemli sonuçlar doğuracağını anlatan Boğatekin, “Bu karara göre ispat ve belge olmaksızın güncel ve tutarlı tartışmaların dile getirilmesi veya haberleştirilmesi asla ceza davası konusu yapılamayacaktır. Karar gereğince gazeteci Özgür Boğatekin yeniden yargılanacak ve kuvvetle muhtemel beraat edecek. Umarız ki bu karar başta tutuklu gazeteciler olmak üzere basın ve ifade özgürlüğüne olumlu katkı sunar” diye ifade etti.
AYM kararının basın özgürlüğü için çok önemli bir karar olduğunu belirten Özgür Boğatekin, mahkemelerin bu tarihi kararın gerekliliklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Boğatekin, “Yerel mahkemeler siyasi iradenin kontrolünde kalarak, yanlı karar veriyor. AYM’nin verdiği kararın da yerine getirilmesi gerekiyor” dedi.
Davanın geçmişi
Adıyaman’da yayın yapan Gerger Fırat Gazetesi muhabiri Özgür Boğatekin, 2013 yılında Gerger Kaymakamı aleyhinde “et kokarsa tuzlarsın”, “Kanun mu kaymakam mı?”, “Namussuz kim?” ve “Rant kime gidiyor?” başlıklı köşe yazıları yazdı.
Kaymakamın şikâyeti üzerine gazeteci aleyhinde iftira suçundan dava açıldı. Gerger Asliye Ceza Mahkemesi, 2015 yılında biten davada Boğatekin’i iftira suçundan 12 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırdı. Verilen ceza, Yargıtay’da da onandı.
Boğatekin’in Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı itirazın reddedilmesi üzerine dosya Yargıtay’a taşındı. Yargıtay’ın 8’inci Ceza Dairesi, 9 Mart 2020’de gazeteciye verilen cezayı onadı.
Boğatekin bunun üzerine, 16 Temmuz 2020’de, AYM başvuruda bulundu. AYM, 14 Haziran’da açıkladığı hükmün gerekçeli kararını 7 Aralık’ta açıkladı. AYM, gazeteci hakkında hak ihlali kararı verdi.